12 Aralık 2013 Perşembe

Aşı ? Hayır Teşekkürler !

Maalesef anne olarak çoğumuz hayır teşekkürler demedik,diyemedik.Geçenlerde bir arkadaşımın paylaşımı üzerine aşılarla ilgili araştırmalara koyuldum ve öğrendiklerim beni mahvetti,şoke oldum.Daha anne karnındayken başlıyor aşı furyası.Önce hamile annelere sonra dünyaya gözünü açan el kadar bebelere ha babam aşı vuruluyor.Neden peki ?

Bağışıklık kazansın,hastalığa yakalanırsa hafif atlatsın vs diye birsürü düzmeceyle ,zaman zaman hastane kapısından kovulan bebeklere ücretsiz,gönüllüce vuruyorlar bu aşıları.

İlaç firmaları,doktorlar ,uzmanlar aşıların hastalıa karşı koruduğunu söylese de kimileride asıl hastalık yapanın bu aşılar olduğunu öne sürüyor ve delilleride hiç göz ardı edilecek gibi değil.Ayrıca 2 yaşına kadar anne sütü alan bir bebek gayet güzel pekçok hastalığa karşı kendi antikorunu kendi üretip savaşabilecek bir sisteme sahipken vurulan bu aşılarla düzen altüst olmakta..Okuduğum makalelerden bazı kesitleri sizlerle paylaşmak isterim..


Normalde her ilaçın birleşimdeki maddenin ne olduğuna dair bir kulanım belgesi bulunur, ama aşı yapılırken bu aşını birleşiminde ne olduğunu doktor hariç kimse bilmemekte ve böyle bir belge veya kagıt parçası bulunmamaktadır ve Anne ve babanın bu konuda bilgisi olmamaktadır. Günümüzde bu aşının bir çok hastalığa: Derikabarcıkları, Beyin zarı iltihapalanması, kanın yapısının bozulması, sinir iltihapalanması vb rahatsızlıklara sebep olur. Birleşiminde: aliminyumlu birleşikler, aliminyumhidroksid, antibiyotikler, öldürülmüş veya zayıflatılmış uyarıcılar (mikroplar), yapısı bozulmuş proteinlar, ve formikaldehid gibi zehirli maddeler içerir. Mobilya yapımcıların formaldehid kulanmaları yasaktır, çünkü Kanserojen etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Evet bu çok tehlikeli, kanserojen madde Formaldhid aşının içinde bulunmakta ve direkt çocuklara vurulmaktadır. Bunun yanında hemen hemen bütün aşı maddelerinin içinde Thiomersal bulunur. Thiomersal bir civa birleşiğidir ve vücuttan atılması çok çok zordur ve 10 larca yıl vücutta kalabilir. Thiomersal çocuklarda konsentrasyon problemi, öğrenme zarluğu, konuşma problemi, mantık oluşturmada yetersizlik, büyük huzursuzluk, ve daha bir çok probleme sebep olur. Aliminyumhidroksid birçok aşının içinde katkı maddesi olarak bulunur. Berlin’den Prof. Dr. H. Spiess, Aşının birleşimindeki katkı maddeleri o kadar koplex ve karmaşıktır vede bunların çoğunun özelikleride araştırmamıştır ve bilinmemektedi. Buna rağmen çocuklarımızı deney tavşanı olarak kulandıralım mı? Bütün bu katkı maddeleri kanserojen, allerjik, nabız düşürücü, mide ve bağırsakları bozucu, ve daha birçok yanetkileri vardır. Dr. J. f. Graetz keni homeopatik Muayene hanesine aşının yantesirleri nedeniyle hastalanan insanları tedavietmiş ve hemen hepisinde az veya çok Beyin tahribatı olduğunu tesbit etmiştir.

Biyolojik Felaket:

Dr. J. F. Graetz’in yazdığı aşı gereklimi (Sind Impfungen sinnvol?) adlı kitabında şöyle diyor:’’ Yıllarca yaptığımız tecrübe ve deneyimler sonucunda görülmektedirki insanlar sürekli ve sürekli nesilden nesile daha çok hastalanmaktadırlar. Düşünün bugün çocukların çoğunda nörodermatit, spastik (krampl&#305 bronşit, astım, baharnezlesi, hayvan allerjisi, sürekli orta kulaka iltihaplanması, legasthenik (öğrenme, okuma ve yazam zorluğu), hiperaktifitet (aşırı taşkınlık hareketlilik), agresivitet (aşırı saldırgan olanma), tehditkar veya bedenen veyahutta ruhen özürlü olmaktadırlar. Sonraları yani erğinlik çağında ise adet anormalikleri, adet öncesi ağrı ve sancılar, yumurtalık iltihapalanması, cinsel organda mantar, yumurtalık kordonunda dölenme, düşük yapama veya erken doğum gibi haller oldukca sık görülmektedir. Bütün bunlar daha önceki nesillerde çok nadir görülürken şimdi normal olmuştur. Bu aşılamaya devam ettiği sürece daha çok rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır ve hatta kısırlılık batı ülkelerinde çok hızlı şekilde yayılmakta vede yüzlerce sperma bankası bu ülkelerde bulunmaktadır. Şuna şahit olunki artık bir insanın problemi değildir bunlar. Bu bütün insanlığı hatta dünyayı ilgilendirmektedir ve yakında bütün insanlık bu felaketin zarrını görecek ve görmektedir de, şayet çok değerli sağlığımızın değerini bilemezsek.

Yukarıdaki bilgiler Ian Sınclaır in Vaccinationdebate.com adlı sayfasından alınmıştır.


Dr. Russell Blaylock nöroşirürji doktoru (beyin ve sinir cerrahi)

  • Eger bagisiklik sistemini uyarirsan, bugun otizmin ciktigi gibi, hamileyken asiladigin kadinin cocugu 20 yil sonra sizofreni cikacak. Ve kimse bag kuramayacak.

  • Asilar Cin’de uretiliyor ve ABD’de iki yilda bir kontrol edilirken uretici, Cin’de bu 13 yilda 1 ve FDA gidip kendi kontrol edemiyor. Uretici firmadan bir gorevli disari cikip burda hersey yolunda diyor 13 yilda 1.(Amerikayi yok etmeye yemin etmis komunist ulke Cin’den bahsediyoruz)
  • Ani Bebek Olumlerinin %70′i Difteri Tetanoz Bogmaca asisini takip eden 3 hafta icinde gerceklesiyor.
  • Havaleler asilarla baglantili, asi olduktan hemen sonra olmasi gerekmiyor. Haftalar, aylar, hatta bir yil sonra bile gerçekleşebilir.

  • Canli virus iceren asilarin tehlikeleri:
- Bagisikligi bastiriyor (KKK ve HiB)
- Hayat boyunca vucutta kalabiliyor. Kizamik virusu yaslilarin %20 beyin ve %45 diger dokularinda bulundu
- Astim, cocuklarda seker hastaligi ve otoimun ve norolojik hastalillarla baglantili
1970′den sonra her cocukfelci vakasinin Oral Cocuk Felci asisi kaynakli oldugu ortaya cikti. ABDde canli cocuk felci asisi yasak.


Yine aşıların içerisinde sığır serumunun bulunduğunu öğrenmiş tekrar tekrar şok olmuş durumdayım.
Aşılarda kullanılan sığır serumuyla ilişkilendirilen pekçok problemden biri kronik böbrek hastalığıdır.
İnsan genomuna tavuk ve inek genetik materyali mi katıyoruz? Aşılar yoluyla gelecek nesillerin genlerini bilinmeyen şekillerde değiştiriyor muyuz??

http://www.naturalnews.com/SpecialReports/VaccinesFullStory/v1/VaccineReport-TR.pdf 
( türkçe çevrilmiştir)
http://www.asihakkinda.com/
http://www.nvic.org/ (National Vaccine
Information Center
)
http://www.aymd.org/ aşı yaptırmaya mecbur değilim hareketi web sayfası
http://www.whale.to/vaccines/damage.html



ve daha bikaç gün önce ülkemizde olan olay ..İçerisinde domuz kanı var iddiasıyla çocuklarına aşı yaptırmayan aileye ‘ihmal’ suçlamasıyla dava açıldı. Aile çocuklarını almakla tehdit edildiklerini ileri sürdü.
http://yasam.bugun.com.tr/ihmal-davasi-haberi/892695



Bu konu hakkında inanılmaz kafam karışık,hayır deme şansımız nasıl olmaz o da ayrı bir şey..Allah yar ve yardımcımız olsun,evlatlarımızı korusun..

Bundan öncesinde bilinçsizdim şimdi biliyorum ama  yaptırıp yaptırmama konusunda şuan kararsızım.Gönlüm yaptırmamaktan yana tabi prosedürler,bakanlığın dayatması vs o kısım ne olur bilmiyorum..

21 Aylık Yiğit Ve Bronşit.:((

Merhaba bloğum....

Minik meleğim yine bronşitle savaşmakta.5günlük hastane yatışının ardından şuan evdeyiz.Sonunda Nebülüzeri eve almak zorunda kaldık,tedavi evde devam ediyor.Evin içinde dururken yine bronşite yakalandı kuzum.Havalar  soğuk malum, önce burun akıntısı derken hemen aynı günün gecesi hırıltılar öksürmeler baş gösterdi.Çok cabuk ilerliyor hastalık.En ufak bir soğuk algınlığını affetmiyor.Buraya taşınalı tam 3 ay oldu ve Yiğit bu 3 ayın 3.dede bronşit geçirdi.Hava kirliliğide etkili olabilir tabi.Sürekli antibiyotik iğne vs den perişan oldu yavrum.Bu son rahatsızlanmasında doktor bizi araştırmaya yönlendirdi,herhangi bir şeye alerjisi var da ondan mı sık sık bronşit oluyor diye...bakalım iyileşsin gidip alerji testleri yaptıracağız.

Bronşite yakalanmaması için ,soğuk algınlığı grip geçiren birine yanaşmaması,
Sırtının hiç terlememesi,terin soğumaması gerek....Tüm bunlara dikkat etsem de çalışıyor olduğum için illa benli bensiz bir şeyler eksik kalıyor ve hasta oluyor.10 gün izin aldım işe gitmedim ,tamamen iyileşmeden onu bırakmak istemedimi,vicdanım hiç huzurlu değil,ona yeterince bakamıyorum sanırım.Ya da olacağı varsa oluyor...:((


 
Kronik bronşite dönüşecek gibi duruyor bu hastalık ve ben çok üzülüyorum.İnşAllah tekrar etmez.

 

11 Kasım 2013 Pazartesi

18 aylık Yiğit Sefa

Zaman ne hızlı geçip gidiyor.Günler aylar birbirini kovalarken,Canım oğlum 2 yaşına doğru koşar adım ilerliyor.Gelişimyle ilgili kayıtlarımı aksatmış bulunuyorum.Okul ve ev arasında gidip gelirken zaman zaman yoruluyorum haliyle gelecekte ikimiz için büyük bir anı olacak sayfama fırsat bulup notlar düşemiyorum.

Okuldan yeni eve girdim,hazır Yiğit uyurken geleceğe birkaç not düşmek isterim.Miniğimiz her gecen gün büyüyor,öğreniyor.Yeni bir kente uyum aşamasında ailecek sıkıntı çekmekteyiz.En büyük sıkıntılardan biriside Yiğit için uygun ortam ve arkadaş çevremizin olmayışı.Bütün gün evde olduğundan ve gün içinde bizi özlediğinden üstüne 2 yaşa girerken zaman zaman ortaya çıkan sendrom belirtileri ile bazen huysuz bir çocuğa dönüşebiliyor.2 aydır teyzesi ile birlikte kalıyor.Neyseki bakıcı olayını bu şekilde hallettik.Gözüm arkada kalmadan onu bırakıp çıkabiliyorum.Teyzesini yorsa da onunla bol bol oynayıp koşturduğundan keyfi yerinde minik meleğin.
 
 
 
18.ayında "baba" kelimesini sıkça kullanır oldu.Kapı çalınca "babaaa" diye bir çığlığı,sevinci varki görülmeye değer.Henüz cümle kurma aşamasına gelmedi.Nadiren 2 kelimelik birşeyler söylüyor ama ne dediği pek anlaşılmıyor.Anne gitti,baba düştü gibi basit şeyleri dillendiriyor.

Son zamanlarda babasınında alıkonulmaz oyuncak alışverişinden ötürü çokça oyuncağı var.Geçen hepsi bir koliye kaldırdım.Çünkü hiçbiryle oynamıyor.En çok sevdiği minik arabalarından birazını dışarda bıraktım.Birde basit yapbozlar aldık ona,onlarla uğraşıyor.Mesela hayvanların olduğu bir yapbozu var ahşaptan,hayvanları uygun yerlere koyuyor.Kedi,köpek,ördek favorisi..sıkça bunların taklidini yapıyor...Miyav miyav diyerek bir kedi gibi bize sürtünüyor yada hav hav diyerek peşimizde koşuyor..Televizyonda gördüğü yada bizden gördüklerini taklit etmeye başladı.Kalem kağıtla uğraşmayı,karalamayı seviyor.Gecen gün çantamı açıp içinden çıkardığı tahta kalemiyle koltuğu boydan boya çizmiş :)))
 
 
 
İsteklerini çok rahat ifade edebiliyor.Uykusu gelince elimden tutup hane halkına el sallayıp beni yatağına götürüyor.Susadığında yada acıktığında "anne su" "anne mama" diyerek mutfağa koşuyor.Aynı zamanda koltuk tepelerine,sandalyelere çıkıp ordan daha da yükseğe tırmanıp mutfak masasının üzerine çıkabiliyor,tek başına inebiliyor.

Önceleri korkulu rüyası olan elektrik süpürgesine  karşı bu ara inanılmaz bir ilgisi var.Sürekli kilerden çıkarıp evin içinde bir o yana bir bu yana sürükleyip duruyor süpürgeyi,çoğu zamanda bizden ev süpürmemizi istiyor yapmayınca da yerlere yatıp tepiniyor.
 
 
Tüm bunların yanında yemek yeme durumu biraz can sıkıcı.Hala sabit şeyler yiyor.Makarna,pilav,mercimek çorba,balık(beğenirse),patates kızartması,sütlaç,krep,kabak mücver,muz,elma,üzüm vee istemesemde çikolata(kahvaltıda).....Yedikleri sayılır yani onun haricinde yeni tatlara açık değil paşamız.Süt yoğurt  tüketmemesi beni baya üzüyor.Hala meme emiyor olmasından sanırım bu ilgisizlik...

Son zamanlarda memeden kesme düşünce aklımda.Bazen çok yorucu oluyor,üstüne yemek yemek istemiyor ...Nasıl memeden kesilir hiç fikrim yok..Öncelikle kendimi ve onu buna nasıl alıştırmam gerek .Hala günde 3-5 hatta 7 öğün emdiği oluyor.Geceleri 2 kere uyanıyor en az ..zor olacak gibi bakalım...
 
 

18.ayın kısa özeti böyle.Meleğim uyandı,gidip koklaşalım...
Sayfamıza uğrayan herkese sevgiler....

7 Ekim 2013 Pazartesi

Çok Uzak Yollardan Geldim...

Herkese merhaba !....

Uzun uzun zaman sonra çokça uzak bir yerden yazabiliyorum sonunda.Malum tayin işleri,taşınma telaşı,yeni bir çevre,okul derken hiç fırsat bulamadım uğramaya.Çok özledim bloğumu.Hatta çok ta üzüldüm Yiğidimin gelişim aşamalarını yazamadığım için.

Minik kelebek dolu dolu 18 aylık oldu .İnşallah 18.ayını bi ara yazarak kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.Bu arada onu merak ediyorsanız geçtiğimiz haftalarda yine bronşit oldu,hastanede yattık.Çok şükür şuan çok çok iyi..Görüldüğü üzere...


 
Ben buralara alışamadım,hatta sevmedim.Herkes zamanla seversin,alışırsın dese de şimdilik sevesim bile yok.Gerçekten insan elindeki güzelliklerin,sıcacık dostlukların kıymetini ayrı düşünce anlıyor,geldiğim kenti ve arkadaşlarımı çok çok özledim.Çiçeğimi de özledim.Nakliyeciler çiçeğin kırılacağını söyleyip araca almayınca orada bırakmak zorunda kaldım..Üzülerek:((
 
 

29 Ağustos 2013 Perşembe

Bir Şehre Veda Ederken...


       Ve takvimden bir yaprak koptu bugün.Bu defa tek bir dosta değil vedam.Kocaman bir şehre veda ediyorum.Buz gibi soğuğuna rağmen yüreği sıcacık insanların bulunduğu samimi,doğal şirin bir Anadolu kentine veda ediyorum.Benim için çok anlamlı ve özel bir kentten ayrılma vakti geldi..Gelirken bir valizle ,delikanlı ruhumla,yalnız başımayken ,şimdi giderken mükemmel bir eş,dünya tatlısı bir bebek,huzura erişmiş bir ruh ve bir sürü güzel dostun anısıyla,duasıyla çıkıyorum yola.

     ”Vedalar gözleri ile sevenler içindir; Çünkü gönülden sevenler hiç ayrılmazlar.”der Mevlana.Kelkitin güzel yürekli insanları,değerli meslektaşlarım,sevgili öğrencilerim inanın hepinizi gönülden sevdim. Bundan sonraki çalışma hayatımda bu kadar bütün olmuş,aynı sinerjiye sahip,yardımsever,anlayışlı insanlarla bir arada olur muyum bilmem,ama temennim o yönde. Hepiniz benim için ilk göz ağrısısınız,değerlisiniz.Hepiniz ayrı ayrı değerler kattınız hayatıma,anılarıma eklendiniz.
 

      6 yıl kimine göre bir ömür, kimine göre ise basit bir zaman ölçüsü…Benim için çok değerli yıllardı.Daha dün gibi gelişim ve şimdi kalkıp gidişim. Gitmek kolay da dostlara veda zor geliyor.Elbislerle birlikte anılarıda topladım yanıma,birkaç fotoğraf karesiyle dostun gülüşünüde aldım yola çıkıyorum şimdi. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.Kelimeleri biraya getirmek gittikçe zorlaşıyor ne yazık ki,hakkınızı helal edin .
Sevgiyle..
 
 


12 Ağustos 2013 Pazartesi

Yemeyen Bebek -Deliren Anne...!

Konu başlığından anlaşıldığı üzere bizim evde durumlar vahim.Oynatmama az kaldı:) Yiğitcikle karşılıklı savaşıyoruz..Ben yesin diye uğraştıkça o inatla yemiyor.Çok yorucu bir süreçten geçiyoruz.Her ne kadar bunu sorun etmemeye çalışsam da artık başaramıyorum.2 aydır inanılmaz yoruldum,gerildim...
 
Yaz tatili gelmesin arkadaş,her gittiği yerde başka bir huy edinen minik melek iyice huzursuz oldu çıktı.Tatilin bir kısmı Diyarbakır'da geçti bir kısmı Sinop'ta geçiyor.Hayır Diyarbakır aşırı sıcak yemek istemiyor dedik es geçtik.İyi de Sinop gayet serin burda neden yemiyor.Azı dişleri çıkıyordu bi ara ondan yemiyordur dedim..E onlarda çıktı..giderek artan bir inat ve iştahsızlık söz konusu.
 
Konuyla ilgili makaleler,bloglar okudum.Söylenen yöntemlerin çoğunu denedim.Ama hiç bir değişim söz konusu değil.Mesela yemek saati gelene kadar eline aburcubur,atıştırmalık vs bir şey vermedim diyelim o saatte yine yemeğini yemiyor,kaşığı gördüğü anca başlıyor kaçmaya,ağlamaya,sonra hop kucak ve akabinde yakamı çekiştirmeler,memeye saldırmalar..Pes edip emziriyorum ama artık emzirme seanslarıda beni yormaya başladı  sırf bu yemek meselesi yüzünden.
 
Yiğit sıvı olarak sadece su tüketiyor desem haksız sayılmam.Sulu bir yemek çorba ,süt,ayran,meyve suyu vs kabul etmiyor.Bardağın içine bakıyor eğer su dışında bir sıvı varsa "ıııhh" diyerek uzaklaşıyor.Peşini bırakıp 30 dk sonra tekrar denesem yine aynısı..
 
Uzun zamandır kahvaltı yapmıyor,peynir,yumurta,bal yada kahvaltılık ne varsa tüketmiyor.Önceden peynirli poğaça yapardım yerdi ,onu da istemiyor.Kek ,ekmek arası reçel ,,işte onlarıda ittire kaktıra..
Şuan bunları yazarken bile gerilip sinirleniyorum.
 

 
Bunun yanında yoğurtta istemiyor,meyve püreleriyle tatlandırmama rağmen yok yok..son günlerde makarna,pilav ve köfte dışında hiç bir şey yemiyor.He bide muzu çok sever ..Eee hep katı ktı haliyle kabız oluyor,ayrıca besleyici bir şey tüketmiyor.Vitamin,kalsiyum almıyor.Bu da beni endişelendiriyor.
 
Yeme problemimiz zaman zaman olurdu evet ama bu tatil bizi mahvetti.Ortam değişikliği ile tüm düzen alt üst oldu.Evimizde mama sandalyesine oturunca yemek saati olduğunu felan anlıyordu.Burda durmuyor sürekli sofradan kalkıyor elinde ekmek geziyor felan.Oturarak beslenmeyi unuttu çocuk.Ayaküstü ekmek,kek,muz,üzüm ve su şeklinde yaşıyor.
 
Ayy inanın yazarken bile darlandım.Okuyan dostları düşünemiyorum.
 
Paşanın keyfi gelince elbet yer biliyorum ama o adam gibi yemek yiyene kadar ben kendimi bitiriyorum,an itibariyle pesini bırakıyorum,istediğini yesin veya yemesin,yeter ki o da bende mutlu olalım,üsteledikçe ikimizde yıpranıyoruz.
 

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Meleğim " Anneee" dedi..

sonunda sihirli sözcüğü duyduk.2 haftadır anne annee diye peşimde dolanıyor kuzucum.Ama yok böyle bir güzellik yahu,insanın içi gidiyor o anne dedikçe..Canım oğlum yavaştan konuşuyor artık.Çok net bir şekilde anne diyor,su diyor,hadi diyor..Atta diyor..

Temmuzun gelmesiyle bizde izne ayrıldık.Önce eşimin ailesinin yanına gittik.Hava çok sıcak olduğu için Yiğit orda hiç yemek yemedi.Atıştırmalık kraker,karpuz vs ve bolca suyla iyice kilo verdi kuzucuk..Aynı zamanda 6 tane diş birden kendisini zorlayınca inanılmaz huysuz ve agresif bir bebek oldu çıktı.Azı dişleri çıktı ve peşinden köpek dişlerinin de ucu göründü.

Diyarbakır 48 derece sıcaklıktaydı,2 hafta kaldık ama zar zor.Yiğit her sabah babasıyla dışarı çıktı,birlikte gezdiler vs öğlen uykusu derken akşam üzeri tekrar dışarı çıktı.Tam sokak çocuğu oldu ,baya sosyalleşti.Fiziken gelişimi olmadı ama biyolojik olarak baya ilerledi,gözü açıldı:))

Yalnız ilk 3 gün çok kötü geçti..Birgün uyudu uyandı,yarım saat sonra babasının kucağında kusmaya başladı aralıksız.Bi ara nefessiz kaldı,Resmen çırpındı beni kurtarın nefes alamıyorum der gibi,kendini dövmeye başladı.Bi ara sara nöbeti sandım,Allahım o an çok kötüydü.Neyseki Allahın izniyle kayınvalidem bişeyler yaptı zar zor nefes alabildi..Soluğu hastanede aldık,hiç birşeyi yoktu ama neden oyle çok kustu nefessiz kaldı anlayamadık..Aşırı sıcaklardan hava değişiminden vs diye düşündük ama bilemiyorum.İlerleyen günlerde birazda olsa alıştı.Havaya sebep çok kalamadan evimize döndük.Çok şükür tekrar yemek yemeye başladı ama hala huysuz.Altını değiştirmek,üzerini giydirmek çok zor,ağlıyor tepiniyor..İstekleri olmazsa yerlere yatıyor nasıl baş edicem bilemiyorum,umarım bu durum kalıç değildir:)


Anne dyor demiştim dimi.Yanıma gelip bana vurarak "anne anneee" diye beni çağırması dünyalara bedel.Yalnız herkese anne diyor:) Babasına ,parkta bahçede gördüğü çocukları veya insanları çağırmak istediğinde onlarada annee diyor:) Ama asıl anne benim onunda farkında bitanem..Maşallah çok akıllı..Allah sağlık sıhhat versin tüm kuzulara..

Bizde haberler böyle

Sevgiyle..



                     
Serinleme yöntemleri...

 
Yolculuk esnasında mola verdiğimiz yerde musallat olduğu kedicik ve Oğluş

 
Her gün bıcı bıcı yaptık..

                                          Diyarbakır Hasan Paşa Hanı ve minnoşum

25 Haziran 2013 Salı

İlk Kelimeler: Su -Karga

Çok alakasız ama evet yanlış duymadınız.Yiğitin ilk kelimesi "su" akabındede karga oldu..2 gündür suyu gördüğü zaman tıslar vaziyette "sııııssıı" su diyor.Bu akşamda babası kitaptan kargayı gösterdi birkaç kez .Kar-ga dedikçe oda peşi sıra "gagaa" diyip durdu.Bakalım ilerleyen günlerde o minnak dudaklarında başka neler duyacağız..

19 Haziran 2013 Çarşamba

15 Aylık Yiğit ve Yeniden hastalık günleri..

Merhaba..Uzun uzun aradan sonra yine geldim.Her nekadar sık sık uğramak istesemde kabul ediyorum artık yetişemiyorum.24 saat bana yetmiyor:)

Benim bücürüm 15 aylık oldu ,nerdeyse 16 aylık olacak ,geçte olsa her ayını yazmaya çalışıyorum.
Değişen pek bir şey yok aslında.Yiğit hala anne demedi..Bir ara demişti ama unuttu yine.Bu ara sık sık baba diye ağlıyor."Tedi" diyor.Dışarı çıktığı zamanlarda gördüğü tüm kedilerin peşine koşuyor çığlık çığlığa.

Söylenenleri anlaması çok eğlenceli.Getir götür,yat kalk,gel,ver,al gibi komutlara cevap veriyor.Her zamanki sıkıntımız kahvaltı öğünü.Yumurta peynir vs hiç yemiyor.Ben evdeysem katiyen ağzını açmıyor,inek sütü yada başka bir süt içmiyor.Bu sorunu nasıl aşacağım bilemiyorum,oluruna bıraktım elbet benim stoklar bittiğinde birşekilde süte evet diyecektir.

Malum okullar tatile girdi.Bizler seminer dönemindeyiz.Bu dönemde Yiğiti okula götürecektim yanımda ama hasta olduğu için evdeyiz.5 gündür 38-39.5 arasında seyreden ateşi var.Tahlilleri temiz çıktı.Boğazında biraz kızarıklık varmış ,üstüne azı dişleri kabarmış,morarmış..Sanırım hepsi birleşti ateş fırladı.Ateşi düşsün diye üstü çıplak dolanırken arada üşütmüş olmalı ki 2 gündür burnu tıkandı,nefes alamıyor,ememiyor,uyuyamıyor...Anlayacağınız sıkıntılı,stresli bir süreç geçiriyoruz.İnşAllah tıkanıklığıda birkaç güne geçer,ateşi bu sabah düştü.

5 gündür 4 er saat arayla Dolven ve Peditus içiyor,ayrıca antibiyotik içiyor,iştahı yok ,iyice ufaldı meleğim.Zaten bronşit olduktan sonra eskisi gibi yemez içmez oldu kuzum.Çocuklar hasta olunca illa zayıflıyor iştahtan düşüyor..Çok üzülüyorum zayıflamasına ama yapacak birşeyimde yok..Ayrıca kan değerleri düşükmüş,Santefer verdi doktor,güç bela içireceğiz artık..Hoş geçen defada içirdim ama pek bi faydası  olmadı...



Elindeki herşeyi bize yedirmeye uğraşıyor,kendi ağzına koysa çok daha iyi olacak ama ...
 
 
Balkon demirlerine tırmanıyor paşamız.Neyse balkon direk bahçeye açılıyor,yine de tehlikeli tabi
 
 
Bu arada ilk traşını oldu.Ben baya ağlayacağını düşünmüştüm ama gidip gelmeleri bir oldu.Saçlarını bile diktik artık yakışıklı oğlumun :)

 
                                       Buda hasta Yiğit Sefa pek keyfi yok bugünlerde...

Hee unutmadan uzun yola çıkma vaktimiz geldiği için uzun zamandır ertelediğimiz oto koltuğunu da aldık.Henüz kullanmadık ama beğenerek aldım.Baya gezdim internetten araştırdım .Fiyatı ve güvenliği en uygun olanını seçmeye çalıştım.Sonunda Heyner Kids Multi Protect Ergo SP Oto Koltuğu / Gri (9-36 Kg)  oto koltuğunu aldım.


Şuan uyuyor kendisi ,uyanmadan yemesini ümit ederek ona sıcak bir çorba pişireyim..
 

4 Haziran 2013 Salı

Zor günler...

Canım oğlum bugün seni uyutup yatağına koyduktan sonra uzunca seyrettim seni,dualar ettim senin için ve ülkem için.Bugün ilk defa endişe ettim senin için,geleceğinden,göreceklerinden endişelendim.Masumluğun,olan bitenden habersiz savunmasız bir melek oluşun gözlerimi doldurdu.

Huzursuz bir ortam ,akıl almaz olaylar yaşıyoruz son günlerde.Birileri direniyor birileri bastırıyor.Tarih yaşanan bu kaosu,arbedeyi,vahşiliği,kargaşıyı,çatışmayı dilim varmıyor ama savaşı not düşüyor.Neler olup bittiğini anlaman için yıllar geçmesi gerek.Umuyorum ki huzur pek yakında gelecek ve sen,senin gibi minicik bebekler,geleceğin ışıkları güzel günler göreceksiniz.Bugün olanlar tarih sahnesinde ,benim ülkemde bir daha yaşanmayacak.Öyle umuyorum,bütün temennim bu yönde.

Taraflardan birinin yüz diğerinin sıfır olduğu hiçbir çatışma yoktur bunu unutma ve her zaman karşındakine hoşgörülü ol.Kaba,küfürlü,yeren,itham eden,kendi düşünceni savunurken diğerini ezen,sindirmeye çalışan tutumlardan uzak dur.Önyargılı olma.Önyargı beraberinde reddetmeyi getirir.Empati kurmaya ,anlamaya çalış.İnandıklarını yaşa ama kimseye çamur atma,düşüncelerini taşla sopayla değil,sakin tavırlarla meşru yollarla beyan et.Unutma agulu dil,agulu yüreğin yansımasıdır..Nefret etme,insanlara karşı kin besleme,kin kusma..

Son olarak nereden geldiğini,ne için yaşadığını ve nereye gideceğini unutma..

Seni çok seviyorum bir tanem.Allah yar ve yardımcın olsun..

19 Mayıs 2013 Pazar

14 Aylık Yiğit

Minik kelebeğim büyüdü..Artık onu durdurmak çok zor.İtirazlara tahammülü yok,tepinmeye başlıyor,kendini yere atıyor yada kafasını sağa sola hızlı hızlı sallıyor .

Her gecen gün daha da sevimli oluyor kuzum.Artık bikaç kelime de söylemeye başladı..Elinde kapaklı kavanoz gibi bişey varsa bize getirip kapağını açmamızı istiyor.." açççç" diyor..Sonra ver dediğinde "al" diyor.Attaa diyince kapıya gidip bekliyor.Dışarı çıkmayı çok seviyor.Hemen hemen hergün sokakağa çıkıyoruz.Sokakta rahatlıkla yürüyebiliyor.Ayrıca kanepenin yastıklarına basarak kanepeye tırmanıyor.Sürekli peşi sıra takip lazım.Bugunlerde geri geri yürümeyi huy edinmiş üstelik.:)



Hee birde "tedi " diyor Yiğit.Penceremizdeki kediye epey alıştı onu görünce heyecanlanıyor,camdan ayrılmıyor.

Herşey çok güzel hoş da..Ben okula giderken peşimden çok ağlıyor.Bakıcı kapıdan içeri girince başlıyor ağlamaya,ayaklarıma dolanmaya.Söylememe rağmen bakıcı onunla pek ilgilenmiyor,eğer ilgilenip onunla oyunlar oynasa kesinlikle bu kadar çok ağlamaz peşim sıra.Kahvaltısını yapmıyor diyo sürekli,eline ekmeği tutuşturuyor sonrada öyle böyle öğlen ediyorlar.Kahvaltı menüleri ayarladım bunu yap bunu yap diye ama o yapana kadar çocuk acıkıp ağlıyor,ekmek veya meyveyle öğün atlıyor sonrada kahvaltısını yapmadı diyor..:(( Bir sene oldu artık ne zaman acıkacağını bilebilmeli oysa ki..Üfff paranla rezil olmak bu olsa gerek..Ya da insanlarda vicdan mühakemesi kalmamış..Bu yıl böyle geçti seneye inşallah Yiğidime gözü gibi bakacak birini bulurum dostlar,çok zoruma gidiyor valla bu durum.

Tam bir babacı benim oğlum,zil çalınca sevinçle kapıya koşuyor.Uykudan uyandığında babasının omzuna başını koyup evde gezinmeyi çok seviyor.
 
Ev işlerine pek meraklı benim oğlum.Önceleri korktuğu viledadan artık korkmuyor.Banyodan alıp evin her yerine sürüyor.Ben mi eskiden darlanırdım her yeri dağıttı diye ama artık karışmıyorum:)

 
Buda bimden 20 liraya aldığımız çadırımız.Her arkadaşımın evinde gördüm dedim bizde alalım.Yiğitte pek sevdi saklanıp duruyor içine.

Blogumu çok özlüyorum ,ama zamanım yok yetişemiyorum artık.Okul ev işleri ve bebekle zaman çok çabuk geçiyor.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Üstüme Gelmeyin Diş Çıkarıyorum!

Merhaba...
 
Çok vefasız oldum son zamanlarda,uğrayamıyorum hiç.Yiğit iyice koşar adım yürüdüğünden,havalarında ısınmış olmasından ötürü pc başına pek geçemiyorum.
 
Canım oğlum bu ara biraz hasta.Haftasonu hava çok güzeldi tüm gün dışardaydık ama sanırım bahar Yiğit'i çarptı.Evimiz bahçeli,çimenlerin üzerinde oynadı durdu ama üşütmüş.Hapşırık,tıksırık burun akıntısı birde azı dişlerinin verdiği rahatsızlık.Sormayın gitsin.Dişleri öyle kabarmış ki.Biran önce çıksa da rahatlasa kuzum.Ağzından sular akıyor resmen,yanakları hep tahriş oldu,kıpkırmızı.Ellerini ağzına sokuyor,bazen acayip sinirleniyor,sürekli ağlıyor.Kucak istiyor, canının yanmasına nereye saldıracağını bilemiyor...
 
Onun dışında herşey yolunda çok şükür.Artık çok rahat yürüyor.Oturduğu yerden desteksiz kalkabiliyor.
Sabah biz işe giderken peşimizden feryat figan ağlıyor.Neyse tatile az kaldı,yazın hasret gidericez artık.Meleğim büyüdü ,inanılır gibi değil...
 
Bu aralar dışarı çok çıktık artık evde durası yok..Üzerini giydirdiğimde kapıya gidip çıkmamızı bekliyor.Hele parka felan gidersek direk sanlıncaklara,kaydıraklara yöneliyor.Çocukların peşinden ayrılmıyor.Evde olduğumuz zamanlarda onu oyalamak bayaa güç oluyor.Oyunlardan sıkılıyor.Oyuncakları yerine mutfaktaki tencere ,bardak,kap kacak daha çok ilgisini çekiyor.Pepee ve Keloğlan izliyor.Keloğlan'da Uzunun olduğu bazı bölümlerde kahkaha atıyor.Ayrıca vezir,cadı ve Yeşil canavardan korkuyor..Dudaklarını uzatıp "uuuuuu" demeye başlıyor.
 

 
 
Hee birde penceremizin önüne gelen bir kedi var.Yiğit onunla konuşuyor..Bende süt felan verdim kedicik iyiden alıştı bize.Kediyi görünce şakımaya başlıyor Yiğit'cik..Anne dediğini söylemişmiydim..Ezberlemiş evin içinde dolanırken felan sürekli "ınne ınne" diyip duruyor.Susadığında suluğunun yanına gidiyor,ağlıyor..Acıktığı pek aklına gelmiyor yalnız:) Bronşit olduktan sonra azalan iştahı azda olsa düzelmişti ama bu ara malum diş vs derken yine iştahı yok.Neyse üstüne varmıyorum fazla.Tam bir salatalık canavarı ayrıca.Salatalığa bayılıyor.
 
Günler su gibi akıp gidiyor,Yiğitli günlerim güzel geçiyor,yorucu ama pıtır pıtır yürüyüp boynuma sarılması herşeye değer.Canım oğlum Rabbim sağlık sıhhat versin tüm bebişlere ve sana..Güzel günlerin olsun...
 
 
Sevgiyle..

6 Nisan 2013 Cumartesi

13 Aylık Yiğit

Yiğit'in Yaş tickerini değiştirirken farkettim..İnanmıyorum melek 13 aylık olmuş..Ve ben 12.ay gelişimini de yazmamışım...Gerçi 11 aylık ve 12 aylık hali pek farkı değildi..Doğumgünü telaşına kaynadı arada 12.ay ..Neyse ben 13.ayımızı yazayım..

Su gibi akan zamana yetişmek ne mümkün..Canım oğlum hızla büyüyor.Artık çok rahat yürüyor.Son birkaç gündür odadan odaya yürüyerek geçmeye başladı..Tabi etrafı kolaçan ediyor önce,yakınında tutunacak yerler varsa bi koşu oraya doğru gidiyor ,durup bi soluklandıktan sonra tam gaz devam:)




Yiğit Sefa ile iş yapmak artı çok çok güç..Mutfakta iş yaparken tüm dolapları aşağı indiriyor,çöp kovasını karıştırıyor:) Yalnız farkettim ki ona çok sık " hayır" diyorum ..Bundan sonra belli başlı ve çok tehlikeli şeylere hayır demeye karar verdim yoksa çocuk her şeye hayır dediğim için hiçbirşeye yanaşmayıp pısırık bir birey olacak..Zaten çocuklardan aşırı korkuyor bu ara ,hele ki kendi yaşıtı felansa tamam..Elinden oyuncağını alıyorlar bazen biraz büyük olanlar onu severken canını yakıyor,bizim hassas balık burcu bebeğimiz korkup uzaklaşıyor onlardan .

Bu hafta sırf onu takip ettim..Etrafımdaki herkes bırak üstüne düşme o kadar  ,zamanla o da karşılık vermeyi öğrensin deseler de kıyamıyorum zarar görüp üzülmesine,ağlamasına..Babası ona tokat atmayı öğretmiş..:)) İyi bir davranış değil tabi ama bizimki bu gidişle herkesten dayak yiyecek diye panik yaptı babamız galiba ..



Onun dışında bakıcısıyla arası çok iyi..Kahvaltı yapmıyor uzun zamandır,yumurta peynir  tüketmiyor..Ben işteyken pınarın organik sütünden veriyor bakıcısı cici bebe eşliğinde(ben ki o kadar uğraştım cici bebe yemesin diye :(( )..Artık fazla üstelemiyorum çünkü aç kalıyor..Zincomega Berko balık yağı aldık bir şişe bitti,çok sık balık veremiyorum zaten istemiyor..Elinde birşeyler kemirmeyi benim kaşıklarıma tercih ediyor..Yemek yedirirken bazen aşırı geriliyorum,önceden 15 dk da tabak biterdi şimdi 40 dk başında dursam tabağın yarısını zor yedirebiliyorum..Fazla üstelemiyorum bende zaten acıkınca eteklerime yapışıyor mamamama...

Bizden havadisle bunlar,Allaha şükür sağlığı yerinde..Yalnız azıcık esintide öksürük başlıyor..Geçen gece sabaha dek öksürdü..Bende aktardan Propisli macun aldım(polen) iyi geldi ayrıca bağışıklığı güçlendirirmiş..He birde öksürük için azıcık erittiğim tereyağının içine pekmez koydum oda faydalı oldu..


Sevgiyle...

Güzel Bir Gün Gezmek İçin.

İlkbahar geldi sonunda..Her yer yeşerip güneş yüzünü göstermeye başlayınca herkes gibi bizde attık kendimizi dışarı.Hafif esinti vardı ama hava çok güzeldi..Yiğitcik biraz çimenleri inceledi,biraz yürüdü,salıncağa bindi,yorgun düşüp uyumuşken bende anılar sayfasına birkaç not düşeyim istedim..


Bakmayın iştahla muz yiyor görünse de son zamanlarda pek iştahsız minik kelebek..En sevdiği yiyecek muz olunca açık havada doya doya yedi..

Bunlarda neyin nesi...:))


 Eskisi kadar çok sık foto çekemiyorum..Salıncağa binmiştik ,hatta zor ayırdım salıncaktan Yiğit'i,ama fotoğraf çekememişim..Sanırım bundan sonra gezmeye çıkınca soluğu parkta alıcaz..Klasik ebeveyn tipleri :)) Çocuğun peşinde parkta ordan oraya koşup dururuz artık..:)

Umarım herkesin günü güzel geçmiştir..Sevgiyle..

26 Mart 2013 Salı

Bebeklere Kek..

Son zamanlarda Yiğit'in yeme problemi başgösterdi.1 aydan fazla oldu her kaşığa ağzını kitliyor.İştahı yok sanırım.Zorlamak istemıyorum ama içten içe çok canımı sıkıyor bu durum.Kilo alımı vs si yok zaten çoktandır.Almasını geçtim vermesin diye dua ediyorum:)

Kahvaltı öğünü tam bir işkence .Bakıcısı sürekli yemediğinden şikayetçi.Yumurta peynir pekmez tahin,bunlardan tiksindi artık hiç ağzına sürdürmüyor.Devam sütü veya ineksütünüde kabul etmiyor..bugünlerde ehh işte azar azar çaktırmadan vermeye çalışıyoruz sütü,bebe bisküvisiyle felan ..Bal veriyorum bi haftadır .Balparmağın tüpteki minik ballarından.Kendisi emiyor ,keza onuda benim elimden almıyor..

Kahvaltılık yemediği için bende peynirli poğaça,börek veya meyveli,cevizli kek yapıyorum  arasıra.Kendi kendine yiyor,hiç yoktan iyidir.

Bu akşam onun için yaptığım keki paylaşayım dedim..




Malzemeler:


2 yumurta

1.5-2 çay bardağı pekmez

1 çay bardağı zeytinyağı

1 çay bardağı süt ( her tür süt olur)

10-12 tane rondolanmış ceviz içi

2 su bardağı un (Organik Tam buğday unu kullandım)

1 adet büyük boy rendelenmiş havuç

1 pk kabartma tozu

Not:evde pekmez çok az kalmıştı ayrıca 2 kaşık şeker ilave ettim.

yumurta ve şekeri  çırpıp kalan malzemeyide ekleyip iyice çırpıyoruz .
Yağlanmış unlanmış kalıba veya muffin kalıplarına döküp180 derece önceden
ısıtılmış fırında pişiriyoruz.
Kürdanla pişip pişmediğini kontrol ederek içi pişince fırından alıyoruz.


Not:Pekmezin yüksek ısıda bulunması aman aman sağlıklı birşey değil diye okumuştum biryerlerde ,açıkcası çok bilgim yok ama Yiğit kahvaltı yapmıyor,cici bebe yemesindense bunu yemesi benim için daha önemli olduğundan pekmez üzerinde pek durmadım..İsterseniz hiç katmayabilirsiniz pekmez..



21 Mart 2013 Perşembe

Minik Adımlar...

Vee sonunda Yiğit Sefa yürüyor..Bugün tamamen yürümeye başladı.20 adım attı.Şaka gibi..Günlerdir ha yürüdü yürüyecek derken bizimki doğumgününü bekliyormuş.Uzun zamandır koltuk kenarlarına tutunup gezen meleğim  2 gün önce 3-4 adım attı..Bu akşam inanılmaz bir heyecanla ordan oraya yürüdü.Sırtını koltuğa yaslayıp "gel" dedikçe bize doğru yürüdü durdu.

Evde ürkekce dolaşan minik minik adımlar atan küçük bir kelebek var artık.Kollarını iki yana açıp aceleci tavırlarla yürüyor.Sonra hopp popo üstü düşüyor.Onun o hallerini görmek okadar büyük bir zevk ki anlatılamaz.

Bu arada son günlerde babasıyla ikimiz ellerinden tutup sürekli koridorda gezdirdik onu..Durup durup kafasını kaldırıp,bize bakıp gülüyordu..Yeni birşeyi keşfetmiş olmaktan son derece mutlu..Bugun okadar çok yoruldu ki,yürüme hevesinden ötürü,anında uyuyakaldı..



19 Mart 2013 Salı

Meleğimin 1.Yaş Günü Partisi

Merhabalar...
Çok uzun zaman oldu uğrayamadım ..Gerçekten okumayı ve yazmayı,blog dostlarımı çok özledim.Okulla ev arasında baya yoruluyorum.Yiğit çok hareketli peşinde koştur yedir içir uyut,yemek yap derken saat gece yarısı oluyor..

Canım oğlum dolu dolu 1 yaşında artık.Anılarımıza güzel bir gün daha eklendi.Yakın arkadaşlarımı davet ettiğim ufak çaplı bir parti (diyelim) yaptık.Buralarda anneanne,dede,teyze,dayı amca vs kimseler yok..Herkes çok uzak olunca bu güzel günü en sevdiğim arkadaşlarımla paylaşayım dedim..Tabi siz blog dostlarmıda bu sevincime ortak etmek için burdayım...

Bu arada Yiğit Sefa genel olarak iyi.Yalnız doğumgünün ardından biraz hasta oldu oksuruk ve burun akıntısı var,haliyle yine uyumuyor geceleri..o bakımdan kısacıkda olsa yazıp kaçmayı planlıyorum:)

Çekirdek ailem...
 
 
Bu arada menümde ne olduğunu yazayım sizlere.Pasta ve kurabiyelerimiz hazır tabi..
 
1-Kurutulmuş biber -patlıcan dolma
2-Mercimek köfte (Merve Teyzeden)
3-Havuçlu toplar(Merve Teyzeden)
4-Çörekotlu Tuzlu Kurabiye
5-Ispanaklı peynirli börek
6-Cupcakeler
7-Kakaolu ıslak Kurabiye
8-Patatesli Poğaçalar
9-Makarna Salatası
 
Misafirlerin hepsi bayan olunca eşimle beraber onlar gelmeden foto çekinelim derken masamız ve süslerimiz tam olarak hazır değil görüldüğü üzere..
 
 
 
yakışıklı oğlum ve ben.(bu arada ben kapandım hani buda kimm demeyin diye söyluyorum :))
 
 
 
Sevgili arkadaşım,Yiğidimin manevi teyzesi Mervecim ..Herdaim yanımızda oldu kendisi doğumdan bugune hep yardımımıza koştu..İyiki var..
 
 
  
 
Cupcakeleri merak ederseniz eğer www.enduruyanim.com sayfasına gözatmanız yeterli.Çok kolay bir tarif.
 
Kakaolu ıslak kurabiyelerde çok leziz olmuşlardı .ellerime sağlık:)

 
 1 yaş pastamız hazır.Kendim yapayım dedim ama malzemeleri çok pahalı ve vakit alıcı bir işti.Bundada hiç seçim sansım yoktu.küçük yerlerde olmanın dezavantaji..Daha cicili bir pasta olabilirdi ama burdakiler bukadar yapabildi.Neyse bunada şükür..


Misafilere dağıttığımız kurabiyelerimizi Berna teyzemiz yaptı.Çok güzellerdi gerçekten..Berny's Cookies adında face sayfası var merak edenler için..https://www.facebook.com/#!/berakdem


 
Ömer Kutay,Zümra,Yiğit Sefa ve Ceren...hiçbiri objektife bakmamış,türlü kılıklara girdik ama nafile..
 

Babişkomuz yine evimizi süsledi.
 
 
 
Bu küçük süsleri ben hazırladım.Bilgisayar kullanabilen herkes rahatlıkla yapabilir..
 
Yiğitin doğumundan bu zamana  kadarki fotolarıyla bir zaman şeridi oluşturduk..
 
 
Bunlarda hediyelerimiz..
 

 

 


Bölük pörcük yazmış olabilirim.Affedin...En kısa sürede temelli dönücem artık inşallah.Yiğit uyandı..

Sevgiyle...

 
 
 


7 Mart 2013 Perşembe

İyi ki doğdun Meleğim...


Oğlum.

Cennet kokulum.
Meleğim
Varliğim…
İçime doğduğun günü hatırlıyorum..Sonra peşi sıra gelen doktor kontrolleri,her an seni görme isteği..Her ayı iple çekişimiz..Sonra içimde pıt pıt kıpırtılarını hissedişim..Küçük bir balık gibi gezerdin karnımda,sonra minik tekmeler atmaya başladın..hatırlıyor musun seninle her akşam uzun uzun sohbetler ederdim,gelişinden,birlikte yapacaklarımızdan söz ederdim..Sonra baban,o da seninle konuşurdu..Zaman zaman anlarmışsın gibi tepkiler verirdin içerden..Daha o güzel yüzünü görmeden,o mis kokunu içime çekmeden başlamıştı sana olan Aşkım…Ben seni çok sevdim bebeğim daha doğmadan,elini tutmadan,o gülüşünü görmeden daha,hayrandım sana..Ben seni bütün beşeri aşkların üstünde bir Aşkla sevdim..ve sen geldin…minicik ellerine bıraktım yüreğimi…aşkım büyüdü,sen büyürken bende büyüdüm…gelişin hep taptaze,sıcacık..biliyorum yıllar geçse de her an aynı heyecanı hissedeceğim doğduğun güne dair…

Gelişinin heyecanından 2 gün hiç uyumadım biliyor musun ? Sürekli seni izleyip durdum,inanamadım.. hala inanamıyorum üstelik..seni kucağıma almaya,sarıp koklamaya hiç doymadım,doyamadım…

Sen doğdun…Bakmaya kıyamadım sana,baktıkça gözlerim doldu,ağladım,pamuk tenini öpmeye kıyamadım,cennetten getirdiğin o mis kokuna doyamadım.Öyle güzel kokuyordun ki ,ben bu yaşıma kadar böyle güzel bir koku daha duymadım.. Sana baktıkça arınıyorum tüm günahlarımdan,dünyanın kirinden pasından ,hayatın keşmekeşinden çok ötelere gidiyorum gözlerine baktığımda.

Minicik yüreğinle kocaman bir sevgi ektin yüreğime.Gönlümdekileri dilime dökemiyorum bebeğim.Seni anlatırken hiç bir şey eksik kalsın istemiyorum,her şeyi bil istiyorum.Bana yaşattığın o eşsiz mutluluğu,huzuru,gönül ferahlığını anlatmaya dilim dönmüyor ama cümle alem duysun istiyorum bunu..Anne oldum ben..Dünyanın en güzel duygusunu senin o minik ellerine dokununca hissettim.Sen doğdun bende doğdum..Yaşanan yıllarımın hepsi uçup gitti..Şimdi hayalimde tek sen varsın.Senle geçen günler ve seninle gececek günlere dair hayaller kurup,senli anılar biriktiriyorum ..Önceden özlemlerim vardı geçmişe dair ,sen gelince anladım ki hepsi bomboşmuş,bilmiyordum.Bir kadın anne olunca tamamlanıyormuş,hayatının ortasına gelen o minicik melek “her şeyi”olmaya yetiyormuş…Böyle bir beşeri sevgi yokmuş yeryüzünde..

Uzak yollardan gelmiş küçük bir yolcusun sen,yolun uzun..yaşama sırası sende artık meleğim..Hayat sana hep güzellikler sunsun,Rabbim yar ve yardımcın olsun…Henüz çok küçüksün,Yüreğin bir buluttan daha da beyaz,tertemizsin,su gibi dupdurusun…Ağzın süt kokuyor,hele tenin cennet bahçelerindeki güller misali…Allah’ın ne büyük bir lutfusun ,binlerce şükürler ediyorum her gün…İyi ki seni bize gönderdi..İyi ki geldin meleğim ,iyi ki bizim evladımızsın..Sen bizim geleceğimiz,yarınlarımızsın..Yaşam umudumuzsun..Senden sonra daha da bağlıyım hayata,tüm gayretim seni yaşatmak ,o minik yüreğine sevgi aşılamak,hep mutlu olmanı sağlamak..
 

Bugün tam 1 yaşındasın..Daha dün gibi doğduğun gün..Yumuk yumuk ellerin sımsıkı kapatmış,ağlamaklı şiş şiş gözler,dünyanın havası ciğerlerine doldukça aldığın hızlı hızlı ,sıcacık nefesin…içimden çıkışınla birlikte hissettiğim o mutluluk,heyecan..hepsi dün gibi…Yıllar akıp gidiyor ,bir bakmışım kocaman bir delikanlı olmuşsun..Diliyorum Allah o günleri görmeyi nasip eder.Bizi birbirimize bağışlar..Büyüdüğünü görmek,her anında yanında olabilmek,hatta senin de meleklerin olduğunu görebilmek istiyorum…

Dedim ya seni anlatacak kelimeler bulamıyorum..Yazıp yazıp siliyorum cümleleri.Ne kadar da zormuş o güzelliğini,masumiyetini,hissettirdiklerini anlatmak..Herkes böylemidir acaba ?Bilemiyorum…

Seni çok seviyorum meleğim..Babanda seni çok seviyor.Sen bizim her şeyimizsin,evimizin neşesi,gönlümüzün huzuru,gözümüzün nurusun..1 yaşın kuştu olsun meleğim..Allah sana nice sağlıklı güzel,huzur dolu yıllar nasip etsin….ilk defa bu kadar zorlanıyorum duygularımı ifade ederken…Seni çok seviyorum meleğim,bebeğim,cennet kokulum..İyi ki doğdun…

Annen..

 

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...