21 Ekim 2014 Salı

Başarılı Bir Tuvalet Eğitimi

Selamlar.....

Epey zaman oldu yine yazmayalı.Fark ettim ki sadece özel ve önemli olayları anlatmak için uğrar oldum buralara.Çok yoğun bir yaz geçirdik,tatil bitti geldik,malum okullar açıldı,işe başladım derken hiç vakit bulamadım.
 
  Bu sürede Yiğit Sefa 'da epey büyüdü.Hemen hemen her şeyi söyler oldu.Tabi en önemlisi tuvaletini öğrendi.Aslında bu işi temmuzda yapacaktık fakat yer değiştireceğimiz için bizim eğitim sonbahara kaldı.Eylül ayının ortasında Yiğit'in bezine çiş yaptıkça bezi çekiştirip rahatsız olduğunu farkedince tuvaletini öğretme kararı aldım.Başta ya öğrenemez de başa dönersek diye korksam da bi cesaret başladık.Önce herkes gibi cici bir lazımlık aldık.Yiğit lazımlığı hiç sevmedi ,oturmadı da .Ödül vs vereyim dedim ,bir iki denedim yok sonuç etkili değil.En sonunda normal tuvalete götürüp suyla oynamasına müsaade ederek tuvalet eğitimini kazandırdım.İnanın hiç zorlanmadım.Bu şekilde çok kolay oldu.Bezini çözdüm ,gece yatarken de bağlamadım.Çünkü etrafımda 5-6 yaşına gelmiş hala gece bezlenen çocuklar görünce en güzeli bezi tamamen hayatımızdan çıkarmak diye düşündüm.Ege'de yaşadığımız için havada sıcak olduğundan suyla oynaması çok sorun olmadı.
Birkaç kere gece altına kaçırdı ama şuan çok şükür sıkıntı yok.Yaklaşık 1 ay da tamamen çişini öğrendi.Geceleyin uyanıp onu tuvalete kaldırıyorum,bazen kendi uyanıp "anne çiş","baba çiş" diyor.Her ihtimale karşı yatağına koruyucu serdim.Artık lazımlığı da oturuyor .Bazen normal tuvalete bazende lazımlığa oturmayı tercih ediyor.

            Sizin anlayacağınız tuvalet eğitimi diye bir şey yok.Her ne kadar uzmanlar "aman şöyle yapın,böyle yapın " dese de aslında onlara pek takılmamak gerek.Zaten çocuk yaradılışı gereği her şeyi zamanı gelince öğreniyor.Mühim olan anne babanın onun gelişimini ve verdiği tepkileri iyi gözlemleyip ona göre adım atması.Bu konuda çok şanslıyım.Yiğit hiç zorluk çıkarmadı,keza  memeden de çok kolay ayrılmıştı...Ve bunları yaparken konuyla alakalı tonlarca yazı da okumadım.Olayı abartıp bazen çözülemez yapan bizleriz.Biraz rahat olup akışına bırakmak gerek .

       Bu arada ilk tuvalet öğretme girişimim de Yiğit benim yokluğumda kakasını halıya edip,tüm arabalarına sürüp oynamışlığı da var.Ancak o zaman hazır olmadığını farkedip üstüne varmadım bir kaç hafta sonra kendiliğinden hissetirdi hazır olduğunu.Ayrıca etrafa kaka bulaştırdığı için ona kızmadım.Aaa Yiğit kaka yapmış vs diyerek ona bu işin korkunç değil gayet başarılı bir iş olduğunu hissettirdim.Tuvalete gittiğinde de "hadi kakalar gidin gidin vs" gibi şarkılar uydurdum.Su dökerek kakaları kendisi temizledi derken kolayca öğrendi.

          Yiğit tam olarak 31 aylık .Tuvalet alışkanlığı kazandıktan sonra daha iyi oldu.İkimiz de rahat ettik,sanki birden büyüdü ,açıldı bile diyebilirim.Çocuguna tuvaleti öğretmek isteyen annelere tavsiyem olayı gözünüzde büyütmeyin,doğru zamanı yakalayınca bezi tamamen atıp oyunlarla ve biraz da sabırla bu işi kolayca çözebilirsiniz.

Kolay gelsin..Sevgilerle...

22 Haziran 2014 Pazar

Yiğit'le İlk Seyahatimiz..26 saat...

Selamlar,

        Minik oğlumla geçtiğimiz günlerde uzunca bir yolculuğa çıktık.Bir kafile ile Adıyaman'a gittik.Muğla'dan başlayan yolculuğumuz uyduruk bir 403 otobusle :) 26 saatin sonunda Adıyaman'da son buldu.Tabi bir o kadar da geri dönüş vardı.Aniden verilmiş bir kararla yola çıktık,babamız da yanımızda yoktu üstelik.Gözümde biraz büyütmüştüm ama yolculuğumuz ummadığım kadar kolay geçti.Yiğit Sefa yol boyu arabadaki diğer çocuklarla beraber kah oynadı kah güldü ,uyudu derken kazasız belasız gittik geldik. Zaman zaman mola yerlerinde kalabalıktan ve otobusun sesinden korkması  dışında sorun yaşamadık.Tabi bu arada epeyi kucakcı oldu,sık sık kucağımda taşımak zorunda kaldım .Zira kendisi keyif adamı olduğundan yürüme konusunda üşengeçlik yaptı.He birde yemek yemiyordu yine yemedi,abur cuburla ,meyveyle oyalandı.
Adana dolaylarında ter döken Yiğit:)

          Babacığından ayrı 4 gün geçirdi miniğim.İlk yolculuk gayet keyifli geçtiğinden bende epey cesaretlendim ,her an başka bir yere gidebilrim yani:)yalnız avantajlı kısım yol arkadaşlarımın hepsini tanıyor olmamdı.Çoğununda  çocuğu olunca hiç zorluk yaşamadık.Zaman zaman birbirimize emanet ettik vs derken güzel ,huzurlu bir seyahat oldu.Bu arada geçiş güzergahında gördüğüm şehirler arasından Konya 'yı çok beğendim.Adana'ya vardığımız sıralarda oradaki insanlara kolaylıklar diledim ,aşırı sıcak ve boğucu bir havası vardı çünkü.Bizim buralarda çok sıcak ama öyle nem yok.
Aylin ablası bütün yol boyunca kuzumu hiç bırakmadı

            Yaz tatili henüz gelemedi bize,bakalım okul işleri bitsin bakarsınız başka bir yerlere gideriz onlarıda aktarırım inşAllah.

       Sağlıcakla....

       

29 Mayıs 2014 Perşembe

Süt kuzumu Sütten kestim :(

Merhabaaaaa

      Uzunca bir aradan sonra işte burdayım,günler uzamış olmasına rağmen , günü yetiremiyorum.Yiğit Sefam büyüdü,  zamanımın çoğunu onunla geçirmemi istiyor,dışarı çıkmak ,dolaşmak istiyor yada evdeysek onunla oyun oynamamı istiyor derken,günler su gibi akıp gidiyor.

minişimin mahalledeki oyun arkadaşı
       Buralara uğrayamadığım vakitlerde Yiğiti sütten kestim.Çok şükür,hiç ummadığım kadar kolay oldu,Yiğit Sefa hiç ağlamadı desem yeri..Sadece birkaç kez mızırdandı o kadar ,artık tamamen kesildi sütten.
Etraftan dinlediğim hikayelerden ötürü açıkcası sütten kesmeyi hep erteledim,aman emsin bir daha emmeyecek nasılsa diyerek aslında korktuğumdan, süreci  bu bahanelerle uzattım.Ama pişman değilim .Yiğit Sefa 26 aylığa kadar emdi,doyunca..Ama artık emzirmek  beni çok yormaya başlamıştı , zamanıda gelmiş,geçiyordu..Etrafımdaki  anneler birden kes,yok bant yapıştır,yok salça sür vs gibi hurafeler önerselerde ,bunların hiç biri mantığıma yatmadı ve denemedim .Adem Güneş'in bu konudaki görüşünü dinledim ve internette birkaç makale okumudum..Bebeğin sütten kesilmesini azaltarak yapmanın ,anne ve bebek için daha uygun olacağı yönündeki türden yazılar...Azaltarak memeden kesmeye karar verdim ve uygulama aşamasında da hiç sorun yaşamadım.Kaldı ki Yiğit beni gördüğü an yakama yapışıp "anne mamaa" der emmek isterdi..Öncelikle olayı kafamda kabusa çevirmedim,bırakmazsa çok çok biraz daha emerdi :))



      Emzirme seanslarının sayısını düşürdüm.Önceleri ,(yaklaşık 1 hafta kadar )sadece sabah uyandığında ve gece uyurken emzirdim.Sonra sabah uyandığında dikkatini dağıtıp ( işe gittiğim günler o uyanmadan kaçtım) yiyecek başka şeylerle sabahı geçiştirdim.İstemeyerek de olsa Nestle Cheerios diye birşey var bebekler için ,onu süte karıştırıp sabah bu şekilde yedirdim ,o bahaneyle süt içti...Sonra, sadece gece uykuya dalarken emzirmeye devam ettim.Yavaş yavaş memenin birini daha az emzirmeye başladım,haliyle süt üretimi de azalmaya başladı.Mesela uyumaya yakın  bir şeyler yedirdim Yiğit'e(meyve,süt,muhallebi vs ) ,karnı tok olunca zaten azıcık emip bırakıyordu..Önce bir memeyi bıraktırdım ,onu hafif bir ağrısı sancısı oldu,kolaycacık atlattım çok şükür...Bazen uyumadan önce onunla konuştum." Sen artık abi oldun,büyüdün artık memeyi bırakman gerek" felan diye..Sonra 1 hafta kadar da  gece uyurken tek memeyi emdi ..Gece yarısı uyandığında su verdim hep,ya da babası onu uyuttu ..Sonra bir iki hiç emzirmeden uyuttum.Zaten ona masal okuyordum emip sonra uyuyordu.Sonrasında meme vermeden masalını okuyup ayağımda sallayarak uyutmaya başladım.Böylece Yiğit Sefacık hiç ağlamadan sütten ayrılmış oldu..

         Onu sütten kesme fikri ilk etapta beni çok üzdü,aramızdaki bağların kopacağı vs gibi birtakım düşünceler geldi gitti..Sütten kesme işini yavas yavas yapmak ikimizin ruh sağlığı için çok çok iyi oldu.Hiç vicdan azabı çekmedim ; çünkü onu hiç ağlatmadım.İkimizde bu ayrılığa yavaş yavaş alıştık.Bazen gelip "anne meme hasta"  diyor,sonra gidip oyuna dalıyor :))
Anlayacağınız azaltma yoluyla kolaycacık bu süreci atlattık,ancak yemek yeme konusunda inadı sürüyor,gün içinde hiç birşey yemıyor,aburcubur versen yiyor ama yemek yemiyor,umarım bunu da hallederiz.


        Bebişini sütten kesmeyi düşünen anneler  kesinlikle azaltarak kesmeyi deneyin,yok memeye bant yapıştır,yok birden kes vs çocuğumuzda derin yaralar açabilir.Düşünsenize;insan ,sevgilisi  onu aniden terkettiğinde nasıl bunalıma giriyor,hayata küsüyor...Tıpkı buna benziyor bebişle anne arasındaki emzirme olayı..Minnoşları bunaltmadan,güvenlerini yıkmadan bu durumu atlatmak hepimizin amacı..Bebişini sütten kesmeyi düşünen annelere kolaylıklar dilerim..tabi bazı inatçı bebeklerde olabilir meme için  ağlayan tepinen,her anne bebeğinin durumuna göre uygun yöntemi seçecektir,biz bu yolu denedik ve başarılıda oldu..


10 Nisan 2014 Perşembe

Herşey Güzel Olacak (mı)?

Selamlar...

         Aslında blogumda bu tarz yazılar yazmamaya gayret ediyorum ancak insanın yüreği kaldırmıyor bazı şeyleri,içini dökmek ,anlatmak ,konuşmak istiyor.Gün geçmiyor ki tvlerde şiddet haberleri yayınlanmasın..Maalesef zap yaparak bu acı gerçekten kaçamıyoruz artık,afedersiniz tuvalete dahi akıllı telefonla gidemeyen biz teknolojiyle beraber değişik bir ruh haline büründük,heran dünya ile iletişim kurmak çok güzel fakat hep kara haber..Öncelikle toplum olarak şiddet eğilimli,depresif,agresif,umutsuz olduk.Her geçen gün kaygılarımız artıyor,gelecek ürkütüyor artık bizleri..Çocuklarımız için en büyük endişelerimiz..İnanın şuan acaba iyi bir gençlik geçirecek,üniversite okuyup br işin ucundan tutabilecek mi diye düşünmüyorum,kaygılanmıyorum..Kaygılarım çok farklı..Acaba güzel ahlaklı arkadaşları olacak mı ?
Acaba birisi ona kötülük edecek mi?
Acaba kötü alışkanlıkları olacak mı ?
Acaba havası suyu ,insanları temiz bir dünyada yaşayabilecek mi?
Acaba saf ve masum büyüyebilecek mi ?....

Hatta dile getirmeye kortuğum bir sürü soru kemiriyor beynimi.Toplum olarak,dünya olarak nereye gidiyoruz.Her geçen gün kaos,kavga,şiddet,kaza,cinayet haberleri görmekten ötürü ruhum daraldı.Çocuklarımızı,ailemizi ve toplumu bunlardan nasıl uzak tutarız sorusuna cevaplar arıyorum..Cevap kolay aslında topluma yararlı,örfünü adetini ve dini değerlerini bilen nesiller yetiştirmek..İyi ya ben ailemi bu noktada elimden geldiğince eğitip öğretiyorum diyelim peki ya diğerleri...Eğer ebeveynler olarak her anne-baba bu bilinçte değil ise çözüm ne olacak..Ben evladımı tertemiz yetiştirsem de yarın birgün ana babasından gerekli ahlakı,terbiyeyi almış biri çıkıp benim evladıma,toplumun bireylerine zarar verdiğinde ne olacak ? Bu çocuklar,gençler hepimizin..Bazen yolda gençler görüyorum,üzerinde üniforma ,anne baba okula yollamış ama o elinde sigarası başka yöne gidiyor ,giderken yanındaki arkadaşıyla konuşmasına şahit olmak istemezsiniz...Önce kimi eğitmek gerek bilemedim,çocuklarımı yoksa ailelerimi ..Maalesef çoğu anne baba hele de gelir düzeyi düşük,ilim ve ahlakı yönleri eksik ve bir o kadar vurduymaz olanlar saldım çayıra mevlam kayıra yöntemiyle evlat yetiştiriyor..Ve yine bu evlatlar yarın bir gün sadece kendi ailesinin değil tüm toplumun başına bela(üzülerek söylüyorum) oluyor.Bugün ne uğruna isyan edip ne için yaşadığını bilmeyen,teknolojinin esiri olmuş,nereden gelip nereye gideceğini bilmeyen,günleri ve gençliğini özgürlük  adı altında biteviye yaşayan bir nesil var önümüzde..Ve bu gençler yarının büyükleri olacak ,dünyayı ,ülkemizi,evlatlarımızı bunlara emanet edeceğiz..Düşündükçe çok üzülüyorum,herşey güzel olacak lafı polyannacılık gibi geliyor.Eğitim camiasının içinde biri olarak elimden geçen çocuklara güzelliği ve insanın herşeyden önce Allah'a kul olduğunu ve hayat çizgisinin bu doğrultuda olması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.Fakat bu noktada okul ortamında yapılabilecekler kısıtlı,bir çocuğun eğitimi kesinlikle evde başlıyor..Anne babanın oluşturduğu rol model çok çok önemli.Evde şiddet gören bir çocuğa "şiddet kötüdür,şiddet yapma,kızma,bağırma,küfretme,arkadaşına zarar verme,insanları sev " demek alenen onu kandırmaya dönüşüyor..Çünkü aile içinde ve toplumda insanlar birbirini kırarken,öldürürken nasıl olurda "insanları sev,insanoğlu mükemmel bir yaratıktır" diyebiliriz ki...

Görünen o ki herşey sandığımız kadar güzel olmayacak gibi..Ne dersiniz?Olur mu..

Son Söz: Bizi Yaradan Rabbim herşeyin en iyisini bilir diyorum ve O'nun emirleri doğrultusunda ümidimi kaybetmeden dua ediyorum..İnşAllah herşey güzel olur..

Sevgiyle


9 Nisan 2014 Çarşamba

2 Yaş Sendromu Dedikleri Bu Mu Ola ki?

Selamlar blogcanlar,

Hızlıca gireyim konuya....Bugun okuldan gelince Yiğiti ve kardeşimi alıp pazara gidelim,dolaşalım dedim ..Nerden demişim..Bin pişman oldum :)Herşey bir oyuncak tezgahının önünden geçerken başladı..Arabasında sakin sakin etrafı izleyen Yiğitcik etrafta duran envayi çeşit oyuncağı görünce arabasının içinden çıkmak istedi.Bende yere indirdim baksın bakalım ne istiyormuş,beğendiğini alalım dedim..Çocuk bu birtaneyle doyarmı..O oyuncak senin bu oyuncak benim hepsine el atıyor..Neyse birtane aldık ama yok o onu istemıyor hepsini tek tek elleyecek ,gezdirecek..
pazarda gördüğü oyuncak ..Aldım ama
hemen hevesi geçti diğerlerine yöneldi
Baktım olacak gibi değil oyuncağı alıp koşar adım ordan uzaklaşalım derken bizimki bastı yaygarayı.Ama ne yaygara gelen geçen bakıyor,Yiğit biraraba sopa yemişcesine bağırıyor ağlıyor..Heehh tam unutturduk derken az ilerde başka bir oyuncakcı daha..Ağlaya ağlaya perişan oldu.Kucağıma alıyorum,başka şeyler gösteriyorum yok susmuyor.O arada pazarcı ablanın biri benim yokluğumdan istifade(bir ara gözlükçüye girmiştim) bizimkine yüksek perdeden "sus,kes" gibi sözler zarfediyor..Koşar adım çıktım dükkandan "pardon ne bağırıyorsunuz,hakkınız var mı diyerekten çıkıştım azıcık,zaten gerim gerim gerilmişim vıyak vıyak ağlayan bebeyle sağa sola verdiğim rahatsızlıktan ötürü..Kadın gayri ihtiyarı kızı rezil etti(kızkardeşimi) baksana dedi,ee çocuk bu bunun rezilliği mi olur laftan anlasa çocuk diyemeyiz dimi dedim..Tabi Yiğit bu arada feryat fıgan..Aldım kucağıma koydum arabasına doğru eve ..Gelene kadar yol boyunca bağıra bağıra ağladı,bende "bu nasıl anne,bi çocuğu susturamıyor,kadına bak ne rahat" bakışları altında eve döndüm..Kızdım mı evet hem de çokkk ! Tüm çabama rağmen susmayınca pes ettim ve dışarıda bağıran bir anne olmaktansa sakin bir tavır takınıp Yiğitin ağlamasına kulak asmadım..Çünkü mümkün değil susmaz..Susmadı da..Son zamanlarda çok inatçı,durdan anlamayan,hırçın ,huysuz bir çocuğa dönüştü..Bunun sebebi 2 yaş krizi ve muhtemelen iyiden iyiye azalmış olan emzirme seansları diye düşünüyorum.Ancak zaman zaman sabrımın taştığı vakit çıkışlarımdan ötürü bazı şeylerin onun üzerinde kalıcı etkisi olmasından korkuyorum..İster istemez bağırdığım oluyor ,utanarak ve sıkılarak dile getiriyorum bunu..Çoğu zaman tüm bunların benim beceriksizliğimden,işten güçten onunla yeterinde ilgilenemiyor oluşumdan kaynaklandığını düşünüyorum..Ancak etrafımda onun yaşıtı pekçok cocuğun böyle olduğunu görünce biraz rahatlatıyorum kendimi ve geçecek sabır diyorum içimden..Geçer değil mi dostlar,varmı sizde de böyle çaresiz kaldığınız,yetersiz hissettiğiniz anlar..Yoksa sizin cocuklar hani bazısı der ye "bu nasıl cocuk,benimki süt dökmüş kedi gibiydi,otur desen oturur,kalk desen kalkardı" denilen çocuklardan mı ..

Velhasıl bir daha Yiğiti alıp pazara gitmek mi ? Çokca düşünmem lazım,bu süreci kolaycacık atlatalım inşAllah....

Sevgiler

2 Nisan 2014 Çarşamba

Bugünlerde Biz-karışık duygular-yalnızlık vs vs...

Selam olsun herkese...
         2 yıla yakındır blog tutuyorum ve ilk defa bukadar yalnız hissediyor ve bunu bu sayfada paylaşıyorum ..Üzülerek paylaşıyorum tabii:( Malumunuz Ege de bir şehrin sıradan bir ilçesine tayinimiz çıktı geçtiğimiz ağustosta..Oysa ne umutlarla tayin istemiştik.Tebdili mekanda ferahlık vardır dedik ama bu sefer öyle olmadı.Tam tersine içim daraldı,ruhum sıkışıyor bazen..Bunun en büyük nedeni kapısını çalacak şöyle candan bir dostun olmayışı ...Geldiğim yerde okadar sıcaktı insanlar,öyle kucak açmışlardı ki bize,dolu dolu 5.5 yılı orda bırakıp buralara geldik,niye geldik ? Malum Ege güzeldir,herkesin yaşamk istediği bir bölgedir,havası sıcak,sebzesi meyvesi bol,ulaşım vs daha kolaydır diyerekten,en önemlisi de Yiğit için..

          Bu kadar yalnızlığa alışık değilim ben,okuldan gelince çat kapım çalsın bir komşu gelsin ,bi çay ikram edeyim biraz laflayalım,hadi o da olmadı ,bir yumurta istesin,biraz tuz yada başka bir şey...Egenin sıcaklığına rağmen ben burada yaklaşık 7 aydır üşüyorum,yalnızlıktan...Oturduğum ev 4 katlı olmasına ragmen altta ve üste oturanlarla birtürlü irtibat kuramadık..Malum ben çalışıyorum onlar evdeler,günün çoğunu birlikte geçiriyorlar vs ben uzak kalıyorum..Bazen kapı önünde karşılaşırsak laflıyoruz okadar,sonra herkes evine.Mesela şuan ben bunarı yazarken birkaç kişi kapının önünde çay içiyorlar ,davet bekliyorum,çok zor değil zile basıp "aman boşver işi"gel çay içelim demek...Hadi onu geçelim..Ben çağırayım madem onlar "gel" demiyor...Açıkcası birkaç kez kapı önünde oturmuşluğum var komşularla,elektrik alamadım hiç,yabancı hissettim,konuların hep dışında kaldım,samimiyet göremedim,bunlardan ötürü benimde "gelin" diyesim yok..Hadi gelin diyeceğim vakitte hep birşeyler çıkıyor,Yiğit hastalanıyor,okul işleri,ev işleri derken fırsatım olmuyor ee üstüne karşıdanda bir ışık alamayınca bende erteleyip duruyorum..Oysa buralara kalkıp gelen benim,misafirim,yabancıyım,henüz çevreye alışamamış,düzenini tam olarak oturtamamış biri olarak kendime pay çıkarıyorum..En kısa sürede  komşualrı evime davet edeceğim ama zannediyorum ki yine aynı kopukluk hüküm sürecek..Çünkü onlar bu çalışıyor ,dünyası farklı,işi var ,yoğun,hem ne konuşacağız ki diyerek  çoğu ortamlarına çağırmadılar şimdiye dek,bundan sonrada çağıracaklarını sanmıyorum..Oysa geldiğim yerde sağımda solumda,yanıbaşımda otuan herkesi tanırdım,evimiz bahçesinde piknikler içer,bayanlarla nerdeyse her akşam ev gezmeleri yapar birinde çay sohbetleri düzenlerdik.Kaldı ki onlarında hepsi ev hanımı idi,ama Allah razı olsun beni içlerine dahil ettiler,davet ettiler..Bende aynı ilgiyi gösterdim devamında.Yani anlayacağınız dostlar geldiğime geleceğime pişman oldum...

           Malesef günümüz insanı ilişkilere geçici gözüyle baktığından yaklaşmıyor,samimiyet kurmuyor,bende mesafeyi seven bir tip olmadığım için zaman zaman bunalıp yalnızlığa kapılıyorum..Şu an tek umudum tekrar Ağustosun gelmesi ve eş durumu tayininden eşimin olduğu ilçeye gitmek belki orada daha güzel ilişkiler kurabilirim,hoş orasıda Ege...Bir karadeniz insanı olarak memleketimin hırçın,açıksözlü ama birokadar sıcak  kanlı insanını özledim,buralar bana göre değil...3 yılı doldurduktan sonra tekrar tayin hakkımız var bakarsın giderim buradan Ege de yerleşip yaşamak korkunç geliyor şuan..Zaman ne gösterir bilinmez ama insana çok şey öğrettiği kesin...Ne demişler ev alma komşu al,bundan sonra atanacağım,taşınacağım muhitteki insan ilişkilerini yakınen görüp,öğrenmeden adım atmam...

          Bu arada Canımın içi oğlum hafif bir boğaz enfeksiyonu atlattı ve bıraktırmaya çalıştığım memeye yeniden sardı..2 yaşını doldurdu ,azaltarak emziriyorum.Sadece gece uyurken ve sabah uyandığında veriyorum,zaten okula giderken uyanırsa ağlıyor peşime mecburen veriyorum..Hedefim bu ayın  sonunda en geç mayıs ortasında tamamen sütten kesmek..Hatta 2 yıldır oyuncak ettiği biberonu bugun ilk kez amacı için kullandı ve uyumadan önce sütünü biberonla içti..Yemek konusunda beni delirtecek kadar ileri boyutta,inatla yemek yemek istemıyor,sütün içine nestlenin cornfilex gibi bişeyi var ballı ,onu katıp içiriyorum ,öyle böyle doyuyor işte,sütten kesildiğinde  inşAllah iştahı açılır herşeyi yer diye umut ediyorum...

Sabırla okuyan herkese sevgiler.....




           

15 Mart 2014 Cumartesi

Canım Oğlumun 2.Yaş Günü

Merhabalar..

        Biricik oğlum ,canım ciğerim doğalı tam 2 yıl bitti.Meleğim çok şükür sağlıcakla 2 yaşını doldurdu.Son zamanlarda ay ay gelişimini yazamıyorum maalesef yoğun iş ve ev temposundan.Ancak 20-24 ay arası çok yol katetti Yiğitcik.Herşeyi anlatabiliyor birkaç kelimeyle.Kıpır kıpır sabah 8te bir uyanıyor öğlen 3 e kadar durmadan koşturuyor .15:00-17:00 arası uykuya dalıp enerji depoladıktan sonra gece 11 e kadar tekrar kıpır kıpır..Evin içinde elinde dütdütleri sürekli koşturuyor,bizide peşinde koşturuyor.En çok sevdiği oyuncakları arabaları ve tabiki boyaları.Bu boya sevdasına sebep halılar,koltuklar hep boya oldu.Geçen gün çantamı kurcalayıp tahta kalemimle birgüzel koltukları boyamış:((( Başta biraz bozuldum ama yapacak birşey yok,çocuklu evde her şey mubah:)

Okuduğum bloglarda anneler bebek sözlüğü yapmışlardı.Benimde hazır aklımda olan Yiğitce kelimeleri yazayım istiyorum.Soylenen her kelimeyi tekrar edebiliyor.Bir ara konuşması gecikiyor diye düşünmüştüm ama onunla sık sık konuşunca ve ona kitaplar okuyunca konuşmasının daha hızlandığını gördüm.Yatmadan önce ve gün içinde hikaye kitapları yada meyveler,taşıtlar,hayvanlar gibi kitaplardan birşeyler okuyorum ona.."".Annee okkkuuu"" demesi öyle güzel ki..

          Yiğit'in Sözlüğü :)

Aslı (teyzesi) : Astiii
Araba           :Aaabaa
Bu ne            :Bu neee.......Bu aralar en çok kullandığı kelime.herşeyi tek tek bıkmadan soruyor.bu ne,bu ne..:)
Elma             :Emee
Muz              :Musstuu
Gel                :Gee-gee
Git                 :Dit...........................heleki bi kurnazlık peşindeyse parmağını sallayara ditt ditt demesi yokmu
Uyuyor          :Uyyii.....................genelde babası uyurken parmağını ağzına götürüp ssssssss uyyyyiii  demesi.
Anne             :Annneee   uzatarak öyle çağırır arada annem der boynuma sarılır sıkı sıkı
Baba             : Baa-baa        .
Kedi              :Miyavvv
Köpek          :haoovvhaoovvv
Çiçek            :Ticeekk gibi birşey diyor
Ev                 :Eeiivvv
Ağaç             :Aaaaççç
Kaşık            :Kaaaşşşttııı
Korkuyorum  : Koookuuuu................................çoğu şeyden korkuyor bu ara ..Keloğlandan,ordaki                                     canavardan,karanlık görüntülerden ve seslerden..
Ses                :Seeesss .............................dışardan bir korna sesi vs duyarsa hemen seeess diyor.
Boya              :Boyyyiii
Kalem            :Kaaleeee

şuan aklıma gelenler bunlar,dili döndüğünce her şeyi söylüyor.


Bu arada geçen akşam akrabalarımızla Yiğitin 2.yaşını kutladık.Hepimiz, özellikle Yiğit çok eğlendi.Pastasını odaya getirirken herkes" iyiki doğdun yiğit "dedikçe o bir yandan sevinçten gülerken, utandı,babasının kucağına saklandı ,sonrada defalarca mumları üfledi.Ona özel bir şeyler yapıldığının farkındaydı , keyfine diyecek yoktu..Bu güzel günümüzden birkaç kare..

Doğum günü cicilerini buyük bir uğraş sonucu üzerine geçirdim.

Yiğidim teyzeciği..oyun arkadaşı,dadısı,anne yarısı,Astıı sii ,onu başka çocuklarla paylaşamıyor ,kıskanıyor..

Buda benim nacizane hazırladığım sofram.Okuldan gelince bunları yapabildim.Pasta hazır tabi.

Doğum günü keyfii.....

Doğum günü pastamız


Bebelerin doğumgünün vazgeçilmezi,çocukların en sevdiği muffinler


Hala,Amca,kuzenler ve bizim evde güzel bir anı....

Kuzumun mumları hevesle üfleyişi ...



         

16 Şubat 2014 Pazar

Her Çocuk Özeldir-Çocukluk Sırrı

İyi geceler...



       Son günlerde okuduğum ve taze taze bitirdiğim kitabın üstüne bir post atayım dedim.Pedagog Adem GÜNEŞ'in Çocukluk Sırrı adlı kitabından söz ediyorum.Şimdiye dek neden okumamışım ki ,boşu boşuna yabancı kaynaklara yönelmişim .Bu kitapta Anadolu kültürüne göre çocuk eğitiminden,bu coğrafyada çocuğun ne kadar özel olduğundan söz ediliyor.Her annenin mutlaka okuması gereken çok güzel bir kitap.


     Kitabı okudukça farkında olmadan oğluma karşı, bir yetişkin olduğunda onun kişiliğini olumsuz yönde etkileyecek tutumlarımın farkına vardım.Hatta kendi benliğimde çoçukluğumdan gelen yanlış eğitim metodlarının etkisini gördüm.Anne babamızın döneminde böyle bilgiler edinmek bugün ki kadar kolay olmadığından onlara haksızlık etmek istemem tabi..Allah razı olsun onlardan...
 
     Kısaca özetleyecek olursam,her çocuğun aslında çok güzel ve özel bir fıtratla dünyaya geldiği ancak anne-babanın yaptıkları sonucunda kendine ve çevresine karşı duyarlı,güvenli ve emin bir birey yada hırçın,topluma ve düzene isyan eden,asi bir kişiliğe büründüğü,duygularını bastırmayı öğrendiği çocukluk döneminden kalma derin yaralarla boğuştuğu,karakterinde ciddi sıkıntıların meydana geldiğine değiniliyor.

    Anneler olarak bizlerin  farkında olmadan yaptığımız hatalar ve çözüm yollarından bahsediliyor.Çocuğun ince yapısını hesaba katmadan onu zoraki bir kişiliğe büründürdüğümüzü,çocuğumuzun benliğine zarar vermeden ona nasıl rehberlik edebileceğimizden söz eden kitap gerçekten çok aydınlatıcı..Her satırı çok güzel bilgiler veriyor beğendiğim bazı satırları sizlerle paylaşmak isterim..

Anadolu pedagojisi,çocuğa aziz bir misafir olarak bakar.Anne-baba çocuğuna bakarken ,bir et yığını ve terbiyeye muhtaç bir insan olarak bakmaz."

"İnsan başıboş olarak dünyaya gönderilmediği gibi,çocukta başıboş olarak anne babaya teslim edilmemektedir."Doğan her çocuk buyurucu bir iç kılavuz ile dünyaya gelir ve bu kılavuz yaşamının her döneminde kişiye yol gösterici olur.


"Akıllı uslu zannedilen çocukların birçoğu anne babasına karşı bastırdığı duygularla kendilerini dış dünyada sergilemeyi bir yetenek haline getirmişlerdir."

"Çocuğun ihtiyac duyduğu sevgi ile aldığı sevgi arasında fark varsa,çocuk ihtiyac duyduğu sevgiyi bastırmayı,benlik koruma yöntemi olarak geliştirir."

"Örneğin,yaramazlık yapan bir çocuğa ceza vermek,onun duygu dünyasına zarar vereceği ve bir süre sonra duyarsızlaşmasına neden olacağı için,çocuk terbiyesinde "asla" ceza yöntemi kullanılmaz.Çocuğa ceza vermek,onun benliğini incitmek ve duygu dünyasına acı vermek anlamına gelir.Çocuklar bakışlarla dahi olsa şiddete ve cezaya maruz bırakılmamalıdır."

"Çocuğun temel dinamiklerinin yerli yerine oturabilmesi  için özellikle ilk 4 yaşta tamamen serbest bırakılmalıdır."

" Çocukların bakıcıyı teslim edilmesi veya zaman zaman anneanneye bırakılıp şehirlere seyahat edilmesi,alışverişe gidilmesi vs çocukta güven duygusunu zedeler.Çocuk 4 yaşına kadar anneden uzak kalmışsa duyguları zedelenmişse,ilerleyen yaşlarda anne aynı şeyi yapacak diye ona karşı br şüphe besler ve onun peşinden ayrılmaz."

"Çocuklarını erken yaşta bırakıp işe giden anneler maalesef çocuklarını sezebilme yeteneğini kaybediyor."

"Anneden güvensiz bir şekilde ayrılan çocuk hayatının geri kalanında kimseye güvenemez."

"Anne nekadar kısa sürede çocuğun ağlamasına cevap verebilirse ,çocuk okadar kendini güvende hisseder."

"Anne-babalar maalesef insanın içindeki bu mükemmel yaratılıştan habersiz,bir tek şeyin peşindedir,çocuğu 'adam'etmek.Oysaki,çocuk dünyay geldiği andan itibaren,zaten oldukça mükemmel bir adamdır.Önemli olan o aziz misafirin mükemmel yaratılışını zarara uğratmamaktır."

"Çocukluk sırrını bilmek isteyen anne-babalar,çocuğun kendini nasıl savunduğunu öğrenmeli."

" Çocuklarına korku ve baskı ile birtakım davranışlar edindirmye çalışan anne babalar onların benliklerini zayıflattıklarını fark edememektedir.Benli zayıflaması sadece baskı ve zorlamayla olmaz.Bazen sevecen bir sempati ile çocukların kendi kontrollerini alır ve çocukları severken onların kendiler olmasına izin vermezler.Örneğin "Eğer dişlerini fırçalamazsan çok üzülürüm"diyerek çocuğunu diş fırçalamaya teşvik eden  anne aslında çocuğun benliğini zayıflatmaktadır.Zira çocuk annesinin isteğini yerine getirmezse onu kaybedeceği endişesi ile dişlerini fırçalar"Amac annesinin üzülmesine engel olmaktır.

"Minnet öyle bir duygudur ki,kim kimin minneti altında kalmışsa,ona karşı kendini ezik,mecbur ve çaresiz hisseder.Çocuğa teklif edilen yardım,minnet duygusu oluşturulmadan sunulmalıdır."

"Çocuklar etrafında olup bitenleri,büyük bir emici güçle,ruhlarına sindirerek öğrenirler.Hiçbir yetişkin ,bugüne kadar çocuğu ile girdiği mücadeleden kazançlı çıkmamıştır."





Sevgiyle...


10 Şubat 2014 Pazartesi

Tarif Blogu Açtım,Beklerim...

         Sevgili blogger dostlarım mutfakta değişik tarifler denemeyi seven biri olarak artık konu üzerine bir blog açmak şart oldu.Bende yaptıklarımın fotograflarını çektim çektim,biriktirdim,sonunda yayına soktum inşAllah.Ziyaret etmek isterseniz işte linki.

http://elmalikekim.blogspot.com.tr

Henüz bloguma beğendiğim güzel bir isim bulabilmiş değilim.Fikir ve eleştirilere açığım:)

Sevgiyle...

22 Ocak 2014 Çarşamba

Blog Temama ne oldu ?

Merhabalar

        Blogumun yeni yüzüyle karşınızdayım.Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı misali blogger ın kendi arayüzlerinden birini seçmek zorunda  kaldım.Çünkü Free olarak yüklediğim templateim maalesef artık paralı olmuş ve eklentiler sayfamda görünmüyordu.Az önce farkettim ve alelacele değiştirdim.Bildiğiniz free tema veren sayfalar varsa yoruma atın arkadaşlar .Bu arada 103 olan takipçi sayım 101 e düşmüş ,biz bırakıp gidenler olmuş,üzüldüm.

       Son zamanlarda hiç uğrayamıyorum ,yorum yazamıyorum kimseye .Çünkü Yiğit büyüdükçe işler daha da zorlaşıyor.Okuldan geldiğimde direk bana yapışıyor ,yemek,ev işleri Yiğitin ihtiyaçları derken sosyal medya takibine fırsat bulamıyorum ama aklımın bir köşesi bloğumda ve blogger arkadaşlarımda,beni mazur görün .

Sevgiler...

16 Ocak 2014 Perşembe

2 Yaşa Doğru ...22.Ay

        Bizim evde enerji dolu bir afacan var.Artık bende varım dercesine koşturup duruyor.Uyku saatleri geç saatlere çekildiğinden hepimizi pert ediyor .Tabi kendisi 3 -4 saate yakın gündüz uykusu uyuyunca akşamları bomba gibi bizi bekliyor.İşten eve geldikten sonra aman aman şöyle biraz uzanayım az kestireyim felan demek ne mümkün..Hemen tepeme dikilir "annee anneee" diye seslenir,sırnaşır,sarılır:)) Şikayetçi değilim Allah'a şükür,dünyada eşi benzeri olmayan bir duygu,bir evlada sahip olmak paha biçilemez..

       Yiğitcik  hala emdiğinden yeme konusunda sıkıntılarımız devam ediyor,gece 2-3 kez uyanıp emmek istemesi de çabası.son zamanlarda bünyesi zayıf olduğundan ve sık hastalağından bir süre onun yatağını yanımıza taşıdık.Üzeri açldığında vs kontrol etmek daha kolay oluyor.Yalnız miniğim uyandıktan sonra yatağından çıkıp soluğu bizim yatakta alıyor.Bazen onunla birlikte uyuyorum.O minik kollarıyla sarılması,yüzümü okşaması ,masum tertemiz sevgisi ,mis kokusu doyulacak gibi değil...Bebeğini bir odaya atıp hiç yanına almayan anneler varsa çok şey kaçırıyorlar hatırlatayım.İlk başlarda okuduğum pek çok batı kaynaklı kitap çocuğun ayrı odada kendi başına uyuması konusunda yazsa da ,son zamanlarda ben Adem Güneş okuyorum ve Anadolu Pedagojisi diye tabir ettiği çocuk eğitiminde fikirleri gerçekten çok güzel ve tamda ülkemiz kültürüne uygun.Özellikle Çocukluk Sırrı adlı kitabı başucu kaynağım.Şiddetle tavsiye ederim.

            Şu 2 yaş sendromu dedikleri herneyse çok şükür bizim evde iyi geçiyor.Bazen istediği şeyler olmayınca kendini yere atıp numaradan ağlaması dışında bir sorun yok.
            


        Ben işteyken Yiğite teyzesinin baktığını söylemiştim.Bu onun için çok güzel bir fırsat,sürekli kendisiyle oynayan şebeklik yapan biri var:) Kitap okuyorlar,yapboz yapıyorlar,araba sürüyorlar vs..Eğer bakıcı olsa eminim bu kadar eğlenceli olmayacaktı.Kitaplar sayesinde hayvanların isimleri,sayıları öğrenmiş durumda.Söylenen her kelimeyi tekrar ediyor ancak hala  cümle kuramıyor.En fazla Anne düştü,kaçtı,koş,..Aslı gel  gibi kısa öz cümleler..


       Kalemler,boyalar ve minik arabalar favorisi.Birde son zamanlarda ahşap yapbozlarla çok oynuyor.Herşeyi yerine tıkır tıkır yrleştirior.Kalemle arabalara tekerlek çiziyor,parmak boyaları çok seviyor ama bu ara onları kaldırdım heryeri boyadı çünkü.Kuru ve pastel boyalarla karalaya karalaya kaç defter bitirdi sayamadım:)
     



           Kuzenimin oğlu tahisn,amcamın kızı Şevval  ve benim minik meleğim meraklı bakışlarıyla onları takipte:)


 
buda meleğim dütdütüne kendi minnak elleriyle çizdiği tekerler.
 

       
https://plus.google.com/u/0/photos/yourphotos?pid=5965836058622386594&oid=114156923544828591575

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...