31 Ekim 2012 Çarşamba

Blog şablonu düzenlemek senin neyine:))

Tam tamına 1 saaat 42 dakikadır görmüş olduğunuz şablonla uğraşıyorum.Abartmıyorum.Yine blog blog geziniriken Anne kaz adlı blogda okuduğum postta verilen adrese girdim ..Nerden girdim çıkamadım :) Şablonumla oynaya oynaya nerdeyse blogum silinecekti.Yedeğide yok henüz..ama siteyi çok begendim.Neyse şablonum olmadı sanırım.Bir türlü beğenemiyorum birşeyi.Tekrar denerim.Koskoca bir gece böyle heba edilirmi .ettim valla:)))

annekaz sitesi blog arkaplanı değiştirme

http://thecutestblogontheblock.com/   buda dediğim site...

belki benim gibi şablonuna takmış birileri varsa diye.:))

30 Ekim 2012 Salı

Bir Gün Daha Geçti ...

             Yiğit uyudu.Gece o uyandığında sakin olmam için gidip benimde yatmam gerek .Yoksa sabah işe cinlerim tepemde gidiyorum..Ama uykum yok.Çayımı aldım geldim pc başına.Bloglar arası ufak bir gezintiden sonra dedim hele birşeyler karalayayım ama kafam bir milyon.Aklımda okadar çok şey varki .Şimdi hangisine nerden başlasam bilemiyorum.Ayrıca uzun uzadıya post yazacak vaktim yok.
         Yetmiyor vakit.24 saate sığdıramıyorum işleri.Koskoca gün neyle mi geçiyor.Bende bilemiyorum.Öğlene kadar işe gidiyorum.Eve gel, öğlen yemeği hazırla.Yiğiti besle,ona özel yemek hazırla,Yiğiti uyut,ortalığı topla.Çamaşır yıka(birde makine olmasa halim nice olurdu),çamaşırları as ,bulaşıkları makineye yerleştir yada makineyi boşalt(en sevmediğim işlerden biride bu)Ütü yap(ki genelde yığılır ancak ozaman yaparım).Evi süpür,sil,toz al(hiç sevmediğim bir diğer iş)..
          Say say bitiremem .Evin işi hiç bitmiyor arkadaş.Tabi bu işlerin birinden biri illa yarım kalıyor.Çünkü oğlum uyanıyor o esnada.Oyun istiyor,mama istiyor,yanından ayrılamayayım yada onu kucağımda gezdireyim istiyor..Ne zaman baba eve gelirse ozaman biraz rahatlıyorum.Sanmayın oturuyorum .Yiğiti babaya verip akşam sofrası hazırlıyorum,aynı zamanda Yiğit için bir muhallebi vs yapıyorum.Bizimle beraber masada yemeğini yiyor beyimiz:)Sonra Yine Yiğitle ilgilenmek.Ta ki Yiğit uyuyana kadar bu böyle gidiyor.Bazı akşamlar  bizi çok yoruyor uyumak için.Eni sonu uyuyor bizde derin bir ohh çekip Yiğitin uyumasının şerefine azıcık koltuklarımıza uzanıp  başından sonundan bir diziye bakıyoruz yada pc başına geçiyoruz.Derken saat şuan olduğu gibi 10 oluyor 11  oluyor..Ben uyumam gereken saatlerde buralarda cirit atıyorum.Sonrada Yiğit uyanıyor onu besle vs derken saat 12 oluyor.Gelsin uykusuz geceler:)Can oğluma saat 12den sonra bişey oluyor.Uyanırsa 1-2 saat uyumadığı oluyor.Mız mız ediyor, sürekli yat kalk derken sabah oluyor..Nermin zombi....:)))
 
           Bir günüm böylece geçip gidiyor.Zamanın hızına yetişemiyorum anlayacağınız.Yazdıklarıma baktım ne yazayım derken bir günümü anlatmışım başlığıda attım gitti.Neyse işler güçler dursun yapılmasın ama zamanda bu kadar hızlı akmasın.Neden mi.Yiğit büyüyor ,büyüsün tabi,ama bebekliğine doymamışım gibi hissediyorum, sanki doğduğu günden beri yanında yokmuşum her anını kaçırmışım gibi hissediyorum.Bende mi bir tuhaflık var yoksa siz annelerde öyle misiniz?
          
 
   Dursun zaman!


Öyle bir dursun ki,
Ne gök kıpırdasın,
           Ne yer yerinden oynasın...
Öyle dursun zaman!
.............
Dursun zaman!
            Sadece ben öldüğümde,
       Yerinden kımıldasın,
Aksın zaman!

Hatta...

Benimle birlikte,
Ölsün!
Can çekişsin zaman...!!

///Bizi böyle oyuncak yapan,
Maskeli baloda yaşatan,
Utansın zaman....!//


F.Rumeysa Yüksel
 
 
Şiiride çok beğendim ekleyiverdim.Herkese iyi geceler...

29 Ekim 2012 Pazartesi

29 Ekim ...

 
      Tüm ulusun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.Savaşsız,çatışmasız güzel günler görmek dileğiyle..Bu konuda söylenecek çok şey var aslında ama şuan susmak en güzeli.Artık Tvyi açmıyorum.korkuyorum şehit haberi görmekten,çatışma ,savaş vs haberlerini duymaktan ..Kaçabildiğim kadar kaçıyorum sadece.Allah vatanımıza,milletimize zeval vermesin.Askerimizin yar ve yardımcısı olsun...Gerçekten artık anneler ağlamasın...


Sanırım Bende Ödüllendim.


                                    
 
Blog dünyasında yeni olduğum için bu ödül olayını henüz çözemedim ama sevgili arkadaşım Müge benide ödüle layık görmüş listesine eklemiş.Çok teşekkür ediyorum kendisine.Bende tüm blogger arkadşalarıma armağan ediyorum ödülümü.Kaide olarak 5 kişi seçmem gerek sanırım :)


1-Artık Anneyim               (http://birhamilegunlugu.blogspot.com/)
2-Annesinin Masal Perisi  (http://annesininmasalperisi.blogspot.com/)
3-Tubanne                           (http://tubanne.blogspot.com/)
4-AhzaRR Photography      (http://ahzarfotograf.blogspot.com/)
5-Minik Asya                      (http://minikasya.blogspot.com/)


NOT:Tecrübeli blogger arkadaşlarım doğrumu yaptım hele bi bakın:)

24 Ekim 2012 Çarşamba

Meleğimin Bayramlıkları...

      Güzel oğlum yarın seninle 2.bayramımız.Daha nice güzel günlerde yanında olabilmek dileğiyle.Burası küçük bir ilçe, öyle her aradığını bulman pek kolay olmuyor.Havalar soğuk olduğu için başka biryere de gidemediğimden sana burdan birşeyler almak zorunda  kaldım.Yoksa çok daha cici kıyafetler almak isterdim.Ayakkabıların  babanın hediyesi.Çok güzeller ama .Minnak ayaklarını yerim.Seni çok seviyoruz birtanem.Hayatının hergünü bayram gibi geçsin,hiç üzülüp incinmeyesin.


Ek Gıda-2 Meyve ve sebze püreleri

Yoğurtlu şeftali püresi

6-7ay
Gerekli Malzeme
  • 1/2 olgun şeftali
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
Hazırlanışı
Şeftaliyi cam rendede püre haline getirip yoğurt ile tatlandırın.Bebeğe hemen servis yapın.


Şeftali ve Armut püresi
  •  1/2 orta bot armut
  • 1/2 küçük boy şeftali
  • 2 adet bebe bisküvisi
  • 1 tatlı kaşığı yoğurt
Hazırlanışı: Armut ve şeftaliyi püre haline getirin.Bebe bisküvisi ve yoğurtla tatlandırın.Hemen servis yapın.


Kayısı Püresi
  • 3-4 adet malatya gün kurusu kayısı
  • Biraz su
Hazırlanışı:Kayısıyı su ile  bir cezvede 10 dk haşlıyoruz.Blenderdan geçiriyoruz.Yiğitin en sevdiklerinden buda.Gün kurusu kayısıda Ekoorganikten alabilirsiniz.Çok lezzetli oluyor.Bu tarif tam bir çay bardağı .



Muzlu ve Cevizli Yoğurt
  •  4-5 adet bebe bisküvisi
  • 1/2 muz
  • 1 adet ceviz içi
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı pekmez
Hazırlanışı: Cevizi rondodan geçirin.Muz ile ceviz içini karıştırın.En son yoğurt ve pekmezi ekleyip tatlandırın.Servise hazır.(İsterseniz pekmez katmayabilirsiniz)



Pirinçli sebze püresi

  • 1 adet orta boy havuç
  • 1 çorba kaşığı  pirinç
  • 1 adet küçük boy kabak
  • Su
  • az zeytinyağı
Hazırlanışı:Havucu ve kabağı soyun.Rendeden geçirip su ile beraber ocağa alın.pirinci yıkayıp ekleyin.10 dk kadar pişirin.Blenderdan geçirdikten sonra zeytinyağı ekleyin.Aslında bu sebze çorbası diyede geçiyor.Genelde bebeklere verilen ilk çorba.


Karışık Sebze püresi

  • 1 adet patates
  • 3 adet taze fasulye
  • 1 adet küçük kabak
  • 1 dal semizotu
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
Hazırlanışı: Bütün malzemeleri yıkayıp minik minik doğradıktan sonra(semiz otu hariç) buharda yada biraz suda haşlayın.Veya 10dk kadar pişirin.İsteğe göre yoğurtla tatlandırın.

Balkabağı Püresi
  • 1 orta boy balkabağı dilimi
  • 2 elma
  • 2 bardak su
Hazırlanışı:Kabağı soyup küp küp doğrayın.Elmaların çekirdeklerini çıkarıp temizleyin.Kabuğunu soyup küp küp doğrayın..Üzerlerini örtecek kadar suyla yumuşayana kadar orta ısıda pişirin.Çatalla ezerek bebeğe verin.

Bal kabağı ile ilgili başka tariflerimde var ama Yiğit uyandı.Şimdilik bu kadar.



23 Ekim 2012 Salı

Sıladan uzak bir bayram daha.

        Annemden babamdan uzak kaçıncı bayramım bilmiyorum.Her defasında birşey oldu gidemedim.Genelde yazın sıcağından dolayı tatilin bir kısmını Sinop'ta geçirip ardından Diyarbakıra gidiyoruz .Ramazan Bayramı hep Diyarbakır'da geçti 2 yıldır.Kurban Bayramlarında da ya tatil kısaydı yada başka bir sebep.Uzun zamandır hiçbir bayramı ailemin yanında olamadım.Bugün bayram deyip annemin babamın elini öpemedim.Telefonun diğer ucunda kaldılar hep.5-10 dakikalık bir konuşmada ellerinizden öperimle biten cümlelerle paylaşabildim buruk bayram sevincimi.Sahiden sevinç demişken,bu defa farkettim ki artık bayramları sevmiyorum.Sebebi ise ortada.Herkesten uzak yabancı bir memlekette bayram geldi diye ne kadar mutlu olabilirse bir insan okadar mutluyum şuan.

       Bu bayram heveslendim gidelim diye.Yiğit fena üşütmüş hasta.Yol çok uzun ,zaman kısa,havalar kötü..türlü türlü sebebim var anlayacağınız.Yine kısmet olmadı.

        Oysa herkes yollara düştü çoktan.Anneler hazırlıklara başladı.Evlerde bayram telaşı..Bizim evde bir telaş yok henüz.Minik oğlum ve biricik eşimle sıradan günler yaşıyoruz .Allah'a şükür bebeğim ve eşim var.Ya hepten yalnız olsaydım daha kötüydü.Biraz güzel taraflarında görmek lazım hayatın.Meleğimizle 2.bayramımız.İşten fırsat bulup bir hazırlık yapamadım.Yarın kalkıp bir bayram tatlısı yapayım diyorum.Adet yerini bulsun.Belki komşu felan gelir:( Gelir mi?  Kimbilir..
     
         "Bu bayramda gelemedim anne,öpemedim elini"...

         
 


21 Ekim 2012 Pazar

Yiğit 'in ağzına layık...

             Herkese iyi pazarlar.Dün akşam meleğime lor peyniri yaptım.Meğer çok basit bir şeymiş.Tadı da çok güzel,bu sabah kahvaltıda oğluma verdim ,mis gibi yedi.Ayrıca yoğurtta mayaladım.Malum yoğurt gaz yapıyor diye biraz ara vermiştik.Köyden süt gelince fırsat bu fırsat yoğurt,peynir yapayım dedim.Bu arada benim minik kelebeğimin 7.dişi patlamış.Diş çıkarma hızına yetişemiyorum.Maşallah neden bu kadar erken ve hızlı çıkıyorlar anlamadım.Gelsin uykusuz günler geceler...


Merak edenler için nasıl yaptığımıda yazayım.
Önce sütü ocağa alıyoruz,kaynatıyoruz.Kaynarken azıcık limon suyu damlatıyoruz.Sütün kesilmesini sağlıyoruz.Ölçü olarak 1litre süte çeyrek limon suyu.

Kesilen sütümüzü temiz bir tülbente koyup,biryere asarak  suyunun akmasını sağlıyoruz.

Peynirimiz hazır.Benim sütüm az kalmıştı.1 su bardağı sütten bir ceviz büyüklüğünde peynir elde ettim.

Küçük kavanozlara mayaladığım yoğurt.Tek seferde tüketim için ideal.



Bunuda paylaşmazsam duramam .Oğlum için hergün ne yapsam sıkıntısından dolayı değişik tarifleri bu cici kağıtlara yazdım.Mutfak masasının üzerine bıraktım.O gün ne yiyeceğine karar vermek daha kolay oldu böylece.


20 Ekim 2012 Cumartesi

Yiğit Gecelerde:)

           Güzel oğlum ilk defa akşam akşam dışarı çıktı.7.5 aylık oldu ve ben ilk defa bir cesaret uyku saatine yakın onu dışarı çıkardım.Normalde uykusu açılır,nazara gelir:),düzeni bozulur vs gibi bir sürü sebepten bu zamana kadar onu akşam dışarı çıkarmadım.Yazın annemlerde kalırken onu uyutup kendim öyle dışarı çıkardım ,Hatta minnacık bebişlerle gece gece dışarda gezen annelere içten içe kızardım.Uyku saati dedimmi bizde akan sular durur.Hele hele akşam uykusu ise.Ama bu akşam artık dayanamadım.
           Mervecim canlı müziğe gidiyordu bizde heves ettik.Bir koşu hazırlandık çıktık.Ayrıca bendeki deli cesareti ,bugünü bulmuşum.Yiğit ve ben grip olduk .2 gündür hapşırık,öksürük.Dün ilaç verdi doktor amca onları içince biraz iyileştik ama ,yine de hangi akla hizmet  hasta çocuğu canlı müziğe götürdüm bilmiyorum.Neyse 1 saat kaldık geldik.Paşamızın keyfi iyiydi aslında.Masanın üzerine oturmuş müzikle beraber ileri geri sallanarak ritm tutuyordu.Etrafı incelemekten ne acıktığının ne de uykusunun geldiğinin farkında değildi kuzum.Gözler gitmeye başlayınca hop kendimizi evde bulduk.Neyse şuan uyuyor şükür .ama birazdan uyanır,burnu tıkanıyor sürekli, düne göre daha iyiyiz .
Uykusu gelmemiş henüz,sade makinenin flashı gözünü almış
 
Tavana yansıyan lazer ışıkları baya ilgisini çekti
 

18 Ekim 2012 Perşembe

Anne olmaya hazır mıydım?

       Sahi anneliğe hazır olunur mu? Bu soruyu oğlum doğmadan önce sorsaydım kendime sanırım bebek yapma fikrinden vazgeçerdim.İyi ki hiç sormamışım.
 
        Etrafımda henüz  bebeği olmayan arkadaşlarımdan duyuyorum" anne olmaya hazır değilim,çocuk bakmaya hazır değilim"..Sanki biz hazırmıydık ki.Ayrıca insan  hiç bilmediği bir şeye nasıl hazırlanır.Annelik yazılı bir sınav değilki oturup kağıt kalem hazırlanalım.Anne olmak başlı başına bir yaşantı.Yoksa hazır mıyım değilmiyim diye düşünürsek,hiç bir zaman bu bilinmezliğe hazır olduğumuzu hissedemeyiz.Haliyle bebek sahibi olmayı erteleyip dururuz.Etrafımda çok var bu tarz örnekler.Hazır olmadığını düşünüp bebek yapmayan.Anne olmak için biyolojik olarak hazır olunabilir ama psikolojik olarak hazır olunacağını düşünmüyorm.
      
           Peki bu kadar insan hazırmıydı ki anne olmaya ,baba olmaya.Yok canım sadece artık herşey tüketilmişti bence.Gezmek ,dolaşmak,aklına eseni yapmak,doyasıya eğlenmek vs..Bir yerden sonra insan hayatında başka bir renk istiyor.Bekarsanız eğer,arkadaşlarınıza,özgürlüğünüze doyduktan sonra artık evlenmeliyim diyorsunuz..Evlendikten sonra,o güzel, mutlu yuvaya bir renk gelsin isteyip,aşkın meyvesini dünyaya getirmeye karar veriyorsunuz.Bunun hazır olmakla ilgisi yok.
        
         Anne-babalık zor iş,bu işe girişmek sorumluluk istiyor.Dediğim gibi öyle oturup anne babalığa hazırlanmak falan da yok.Ancak yaşadıkça anne baba olunuyor.İsterseniz gidin bu işin okulu varsa eğitim alın.Ama o minik melek dünyaya geldikten sonra ,bütün bildiğinizi unutturup kendi kitabını yazıyor.Ummadığınız şeyler yaşatıyor size.En basit örnek diğer annelerde görüpte  "anne olunca ben bunu yapmam" dediğiniz pek çok şeyi yaparken buluyorsunuz kendinizi.
      
        Bebek sahibi olma  fikrine nasıl ikna oldum bilemiyorum ama iyiki olmuşum.Yoksa yaşım ilerledikçe,bu fikirden iyice soğurdum diye düşünüyorum.Ve hiçbir zaman kendimi hazır hissetmezdim.
 
        Annelik ancak yaşadıkça öğrenilen,tecrübe edildikçe anlam kazanan bir durum.İyi ki bebek yapmak için uzun uzun düşünmemişim yoksa şuan minik prensim kollarımda olmazdı.O yüzden hala anneliğe hazır olmayı bekleyen hemcinslerim beklemeyi bırakıp karar verin ve yapın  :)))

16 Ekim 2012 Salı

Ek gıdaya geçiş-1 -MEYVELER


        Ne zamandır aklımda yazıcam yazıcam kısmet olmadı.Ek gıda konusunda bayağı yol katettik.Artık öğün şeklinde yiyoruz.Hani olur da benim gibi kafası karışan anneler bloguma uğrarsa  bu konuda yardımım dokunsun diye Yiğit'in neler yediğini not etmek istiyorum.

Hepimizin bildiği üzere ek gıdaya geçişin ilk basamağında genel olarak meyveler var.Doktorlar öncelikle elma,şeftaliden başlamayı öneriyor.Bizde mevsim meyvesi olan şeftaliden başlamıştık.






Elma
İlaç meyve diye adlandırılır.Dişleri beyazlatır,pektin ishallere karşı yararı vardır.Vitamin açısından oldukça zengindir.Elma kabuğunda tarım ilacı olabilme ihtimaline karşı kabuğunu soyarak bebişlere veriyoruz.ancak kabuğu da oldukça faydalı bir besin.Vitamini bol ve kemikleri güçlendirir.

Malzeme : 1 elma
                   Elmamızı yıkayıp soyuyoruz,çekirdeklerini çıkarıp dilimleyerek bir tencerede bir miktar su ile 10-15 dk haşlayıp,ezerek bebişe veriyoruz.Cam rendede kullanılabilir.Ancak elmanın tatlı olmasına dikkat edelim.


-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Armut


            Sağlık açısından çok değerli ve kolay sindirilebilen A,B,C vitamini açısından zengince bir meyve.Armutun suyu kanı ve böbrekleri temizler,tansiyonu düzenler.

 Malzeme : 1 armut
                    Güzelce yıkanır,soyulur,derince bir tencerede haşlanıp ezilerek bebişe verilir.Cam rende ile de püre haline getirilebilir.





-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şeftali

Yiğit'in en sevdiği meyve olur kendisi.Ancak her yemesinde ne hikmetse kabız oluyor oğlum.

Çinlilerin ölümsüzlük simgesi saydıkları,hazmı kolay,A,B,C  vitamiin ve mineral(kalsiyum,fosfor,demir) kaynağıdır.İdrar söktürücü ve kanı temizleyicidir.

 Malzeme: olgun bir  şeftali
                 İyice yıkanır.soyulur.Kaynar suya 4-5 dk batırılıp pişirilir.soyup ezilir..Ben genellikle cam rendede püre yaptım.Yiğit'in en sevdiği meyve olur kendisi.Ancak her yemesinde ne hikmetse kabız oluyor oğlum.







------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kayısı

18.yüzyıla dek ateşe yol açtığı için kaçınılan bir meyveydi.A vitamini ve demir açısından çokk zengindir.Kansızlık vakalarında değerli bir destek olur kendisi:)


Malzeme : taze ve olgun 3 kayısı
                 Kayısılar iyice yıkanır.Birazcık suyla tencerede kısık ateşte 1-0-15 dk pişirilir.Püre yapılıp bebişe verilir.İsteğe göre pişirmeden cam rendeylede püre yapmak mümkün.






Başlangıçta biz bunları tükettik.

  •  İlk meyve pürelerini hazırlarken karışım yapmak yerine tek tek vermek bebişin bu tatları ayırdetmesi için daha iyi olur.
  • Başka bir meyveye geçmeden önce bir meyve 2-3 boyunca yedirilir.Alerji yapıp yapmadığını kontrol için
  • Olgun meyveleri seçerseniz,doğal olarak tatlı olacaklarından şekere gerek yoktur.
  • Meyveleri çok az suda veya buharda pişirerek vitamin kaybı önlenebilir.
  • Püreleri daha sıvı yapmak için pişirme suyundan,anne sütünden veya devam sütünden yararlanabiliriz
Daha sonraları bu meyveler karışım yapılabilir.
Elma+ armut
Şeftali+ kayısı
Şeftali+muz...şeklinde aklınıza nasıl gelirse...Ayrıca muz ve ayvada eklenebilir.Biz henüz muz yemediğimiz için yazmadım..

14 Ekim 2012 Pazar

Annen işe gitmek zorunda kuzum...

       Güzel oğlum şuan içim bir garip,vicdan azabıyla karışık tuhaf bir ruh halindeyim.Yarın sabah seni bırakıp işe gitmek zorundayım.7 ay sonra ilk defa bensiz  kalacaksın.Biliyorum ağlayacaksın.gözlerin beni arayacak.Kucağıma sokulup,kokumu içene çeke çeke uyumak isteyeceksin.Karnın acıkacak ,emmek isteyeceksin.O küçük ağzını açıp heyecanla meme bekleyeceksin ,malesef biberonu tuttuğunda göğsümde hissettiğin huzuru,mutluluğu bulamayacaksın: (  Bense günün çabucak bitmesini koşarak sana gelmeyi ,sıkı sıkı sarılmayı,seni kucağıma alıp emzirmeyi,emerken ellerinle beni sevmeni hayal edeceğim.Üzülüp ağlayacağım tıpkı senin gibi.Can oğlum..kıyamam.

      Belki de ilk defa korkacaksın,annem beni terketti sanacaksın.Sakın korkma meleğim,ben seni hiç terketmem,ağlama.Canımın içi seni birisine emanet ederken gözüm arkada,ayaklarım geri geri gideceğim işe.Ne zormuş meğer çalışan anne olmak..Beni arayıpta bulamadığında  içli içli ağlaman geliyor aklıma ,içim eriyor,kalbim sıkışıyor.Korkuyorum,eve döndüğümde beni istememenden,bana olan güveninin sarsılmasından.Ama çalışmak zorundayım birtanem.Şimdi çok küçüksün,bana en çok ihtiyacının olduğu bir dönemde seni bir başkasına emanet etmek inan yüreğimi yaralıyor.Senin sevgini bir başkasıyla paylaşmak düşüncesi bile çok can yakıcı.

      Bebeğim seni çok seviyorum.Duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum.Seni uyurken bile özlerken ,işe gittiğimde ne olur düşünmek istemiyorum.Seni bu ayrılığa alıştırmak için bakıcımız 1 haftadır gelip gidiyor.Ama sen ona tuhaf tuhaf bakıyorsun ve ben görüş alanından çıktığım anda onunla olmaktan korkuyor,ağlamaya başlıyorsun.Kısacası ona henüz alışamadın.Ayrılacağımızı da hissetmiş olmalısın ki bu kadar ağlıyorsun.Oysa eve gelen yabancılara karşı hep ilgili,güler yüzlüydün ama bu defa başka birşey olduğunu sezdin.Kuzum biliyorum zamanla alışacaksın ,belki benden çok onu gördüğün için ona daha çok bağlanacaksın(bundan çok korkuyorum).Ama önemli olan alışma süresini en sağlıklı biçimde atlatmamız,güveninin sarsılmaması.O yüzden bu hafta elimden geldikçe fırsatı bulur bulmaz yanına koşacağım.Aklım hep sende olacak birtanem.

      Şu vakit ne desem boş biliyorum..Ne senin o minik yüreğini avutabilirim ne de kendimi.Minicik bir bebeksin ama herşeyin farkındasın.Bebeğim sen benim nefesimsin,canımdan ötesin.Benim tek gayem senin mutluluğun.Senden önce neydim ,nerdeydim bilmiyorum,hiçbirşey hatırlamıyorum geçmişe dair.Artık senin için üzülüp senin için ağlıyorum,senin için sevinip senin için gülüyorum.Senin mutluluğun benim mutluluğum.Senin varlığın benim varolmam demek.Canım oğlum yarın  beni göremediğinde sakın telaşlanma ,ağlama olur mu kuzum.Sana kavuşmak için sabırsızlıkla ssaatleri sayacağım .Güzel oğlum baban ve ben seni çok seviyoruz.Herşey senin mutlu olman için,sana güzel bir gelecek hazırlayabilmek için.

        Sonu gelmiyor hislerimin,cümlelerimin....Canımsın

13 Ekim 2012 Cumartesi

Yiğit diş çıkarıyor...5.diş yolda

Gecenlerde uykusuzluktan yakınmıştım.Sanırım sebebi bulundu.Ne gaz ne karın ağrısı.Derdimiz dişlerimizmiş meğer.Bugün farkettim sağ üst tarafta bir diş belirmiş.Ucu görünüyor.Yiğit Sefa ise herşeyi ağzına alıyor dişini kaşımak için.Elindeki şeyi almak mı ,felaket ,yaygarayı basıyor anında.Bu arada bu 5.dişimiz.Oğlum pek erkenci .7 ay 1 haftalık bir bebek ve 5 tane dişi var.İyi mi kötü mü bilemedim.Ama duyduğuma göre erken çıkan dişler erken çürüyormuş,bana saçma geldi ama .Bizden haberler böyle.Herkese iyi hafta sonları..

Bebeğim yeter ki emsin.


   
 Biraz önce emzirme ve anne sütünün faydaları üzerine bir yazı okuyordum.Yiğit'i emzirmek için ne kadar uğraştığım aklıma  geldi.Doğduktan yaklaşık 1 saat sonra oğlumu emzirdim.Aslında hayal meyal hatırlıyorum o anları.Spinal anestezi ile bebişim dünyaya geldiği için sanırım o esnada anestezinin etkisinden farkında değildim .Ama saolsun halam ,abla kadar çok sevdiğim komşum  Arzu abla Yiğit'i kucağıma getirip o "ilk sütü" kolostrumu alması için baya uğraştılar.Ben hala emin değilim oğlumun ilk sütü alıp almadığından.Sonrası çok zor oldu.Yiğit biraz tembel bir bebekti.Emme refleksiyle doğmamıştı sanırım.Hastanede sezeryanın etkisiyle acımdan,telaşımdan Yiğit'in nasıl beslendiğinin farkında değilim.Kayınvalidem onunla ilgilendi .Emzirme çabalarımızın sonunda ememediği için mama vermiş olmalı.

     Hastaneden çıkıp eve geldiğimizde emzirme problemi iyiden iyiye baş gösterdi.Yiğit Sefa bir türlü memeyi tutamıyordu.Silikon göğüs uçları denedim.Ayrıca tam olarak benim de sütüm gelmemişti .Haliyle bebiş emecek ki süt gelsin.Komşular ,annemler,öğretmen arkadaşlar,eşim herkes seferber oldu Yiğit'in emebilmesi için.Yiğit'i kucağına alan biryandan okuyup üflerken bir yandan memeyi tutabilmesi için uğraş veriyordu.Ben mi ..ben kendimi paraladım emsin diye.O kadar üzüldüm ki ya emmezse ,anne sütü alamazsa.Ağladım oturup.Etrafımdakiler bana yardımcı olmaya çalışırken farkında olmadan beni o kadar çok strese soktular ki.Ayrıca bebeğimi de.Yiğit Sefa'nın ensesi kıpkırmızı olmuştu kucakta tutup emzirmeye çalışmaktan.Allah'ım ne zor günlerdi.Onu her kucağıma alışımda Bismillah diyip bildiğim tüm duaları okurdum emebilsin diye.Süt gelsin diye sıcak kompresler,hoşaflar ,rezene ne gerekirse yaptık.
    
   Yiğit 5 günlüktü..Hala o an aklıma geldikçe ölüp ölüp diriliyorum.Emsin diye kucağıma almıştım.Meme ağzına girdimi,girmedi bilmiyorum.Memeye tutmamla almam bir oldu.Çocuk birden tıkandı.Sanırım süt genzine kaçtı.Nefessiz kaldı.Elleri ayakları morarmaya başladı.Kaynanam ve kız kardeşim yanımdaydılar.Kayınvalidem hemen müdahale etti.Sırtına vurdu ,baş aşağı salladı.Bir yandan dualar ediyorum."Allah'ım emmezse emmesin n'olur onu bana bağışla".O an o kadar çaresizdik ki.Ne acı birşey gözünün önünde bir meleğin can çekişmesi ve senin bir şey yapamaman.Sanırım 10-15 saniye sürdü bu durum.Ama ömrümden ömür gitti.Neyse ki Allahın izniyle  ,kaynanamın uğraşıyla düzeldi.Can oğlum nefes alabildi.Kayınvalidem dedi "bırak emmezse emmesin Nermin,canından önemli mi ..Sanki annesiz kalan bebekler büyümüyorlar mı açmı kalıyorlar napalım o da mama yer".O an evet emmesin napalım mama yesin dedim bende. Aylarca beklediğim o can birden uçup gidecek diye öyle korktum ki.Bunu ifade etmem imkansız.Şuan bile tekrar yaşadım o anı.Allah kimseyi evladıyla sınamasın.

      Tabi bu olay oldu ,geçti ,biz vazgeçmedik.Ufak ufak meme vermeye devam ettim.7.gün Yiğit sonunda memeyi tutmuştu.Bu arada 7 gün boyunca bende sütümü sağdım.Aynı gün sarılık olduğu için hastaneye yattık.Baya sapsarı olmuştu yavrum.O ışığın altında tüm gece ne kadar çok ağlamıştı kuzum ,bende onunla beraber.Allah'ın hikmeti hastanedeki o gece Yiğit Sefa baya gelişme göstermiş hiç mama almadan sadece beni emmişti.Ve sabah sarılık değerleri 18den 15 e düştü.Evimize döndük.
   
      Emzirmek için o kadar çabaladım ki.15. günün sonunda evet artık oğlum  tam anlamıyla emmeye başladı.Uğraşımın ve azmin zaferi buydu.Tabi duaların gücü de.Anne sütü o kadar müthiş birşeyki ve emzirmek o kadar güzel bir his ki.Bu duygudan mahrum kalmayı istemedim.Bebeğimle beraber bu mucizeyi yaşamayı o kadar çok isteyip ,diledim ki..Allah gönlüme göre verdi.O zamanlar 6 aya kadar emse razıyım diye içimden geçerken şimdi hedefim 2 yaşına kadar emmesi.

     Emzirme konusunda annenin etrafında bulunan akraba,komşu vs kim varsa gerçekten bilinçli ve yardımcı olmalı.O dönemde ben bu konuda şanslıydım ama çoğu zaman patavatsız kimseler yüzüne oğluma mama verdiğim oldu.."Sütün akması lazım,çocuk aç sütün yetmiyor mu " vs gibi laflarla o kadar yıprandım ki.Stresten olan sütümde azalıyordu.Neyseki zamanla tecrübe kazandım,kendimi ve oğlumu keşfettim..Ayrıca sütüm öyle şarıl şarıl akmadı hiç..Ama Yiğit hep emdi,demek ki sütüm yetiyormuş.Bu arada başkalarının yanında emzirmemeye özen gösterdim,kulağımı olumsuzluklara tıkadım,çok şükür bugünlere geldik.
     
      Önemli bir sorun olmadığı sürece tüm anneler bebeğini emzirebilmek için çaba sarf etmeli diye düşünüyorum..Amannn emmedi bende mama verdim diyen,keyfine düşüp uğraş vermeyen pek çok anne gördüm,halen görüyorum.Bu konuda azmimden ötürü huzurlarınızda kendimi kutluyorum:)))Bebeğim yeter ki emsin ben her şeye razıyım.Allah'ın bu güzel lütfundan hem bebişler hem de anneler  mahrum kalmasın.Onu emzirirken kaldırıp kafasını gözlerimin içine bakışı,emerken yaşadığı o mutluluk ,haz paha biçilemez..

11 Ekim 2012 Perşembe

Ev yapımı bebe bisküvisi...

    Oğluma birkaç kez cici bebe verdim.Yıllardır birçok anne bebeğine cici bebe vermiştir.Son yıllarda teknolojininde iyice gelişmesiyle malesef yediğimiz içtiğimiz herşey katkılı,kansorejen,GDO'lu vs...Cici bebe hakkında kimisi olumlu kimisi olumsuz yorum yapıp duruyor.Mesela Dr. Kadir Tuğcu
şunu yazmış:

      Cici bebe de tek zarar günde 5 den fazla verirseniz aşırı kilo yapabilir,kanserojen filan değildir. Biz çocukların beslenmesini isteriz, karınlarının doyurulmasını değil.Günde en az 500 ml. sütü garantiye alın , üstüne ne isterseniz verebilirsiniz. Çocuk doyurmak marifet değil, beslemek idealdir. O yüzden cicibebe de aşırıya kaçmayın, Az da olsa her gıdadan tattırın.

        Her ne kadar olumlu bir fikir olsa da benim içim rahat etmedi ve miniğime kendim bisküvi yaptım.Cici bebenin yüksek ısıda pişyor olması kansorejen etki yaratıyormuş,haliyle evde yapılan bisküvilerde bu yüzden çok masum değilmiş,sonuçta onlar da  fırında yüksek ısıda pişiyor.Ama benim yaptığım bisküvi cici bebeden daha masum çünkü içinde şeker yok.Tamamen katkısız demiyorum çünkü marketten aldığımız herşey fabrikasyon illaki içinde zararlı birşeyler vardır bizim bilmediğimiz.Sonucta bisküviye irmik kattım,un kattım bunlarıda marketen aldım ama içim bir nebze de olsa daha rahat olucak Yiğit bu bisküviyi yerken...



Tarifi bir blogger anneden aldım.Hemen paylaşayım..
Malzemeler:

  • 2 çay bardağı tam buğday unu
  • yarım çay bardağı irmik
  • 2 çay bardağı pirinç unu
  • 4 yemek kaşığı tuzsuz  tereyağı
  • 1 yemek kaşığı yoğurt ve hamur kıvam alacak şekilde varsa yoğurtun suyu
  •      Hamuru kıvamına getirmek için daha fazla yoğurt eklenebilir.

    ( Not:un pirinç unu ve irmik organik olsa daha güzel olur.Henüz malzemelerim organik değil,Ekoorganiğe bakıcaktım hep unutuyorum..)


    Yapılışı..

    Oda sıcaklığındaki tereyağına un hariç tüm malzemeler eklenir ,harmanlanır..Ardından un ilave edilerek ele yapışmayacak bir hamur elde edilir..Hamurdan parçalar koparılarak şekil verilir .Yağlı kağıt serili tepsiye dizilir.Önceden ısınmış 175 derce fırında 20 dk yakın pişirilir.Cam kavanozda saklanır.Rondodan geçirilerek bebişe verilebilir.

    Gayet lezzetli oldu.Yiğit Sefa bu sabah kahvaltısında yedi.Reddetmediğine göre sanırım beğendi.


    9 Ekim 2012 Salı

    Bizim oralardan..

     
    Bizim oralarda şimdi kestane zamanı.Sağolsun Merve nin annesi yollamış ,hemen yanına bir çay demledik afiyetle yedik.

    Demir İlacı Kullanmalı mıyım?

    Yiğit 4 aylık olunca sağlık ocağı demir damlasına başlamamız gerektiğini söyledi.Sağlık Bakanlığı ;Ferrro Sanol adlı damlayı ücretsiz dağıtıyor fakat tadı çok kötü olduğundan doktorumuza daha farklı bir damla istediğimizi söyledim.Önerisi üzerine Ferrum adlı demir damlasını kullanmaya başladık.Sonraları bunlarında içinde paraben,koruyucu vs var olduğunu duyunca biraz soğudum  ara verdim kullanmaya..Zaman geçti demir eksikliğinin bebeklerde ciddi anlamda fiziksel ve zihinsel sorunlara yol açabileceğini öğrenince tekrar kullanmaya başladım.Demir eksikliğinin ayrıca zeka geriliğine ve davranış bozukluğuna da yol açabiliyormuş. Zaman zama unutsam da demir damlasını her gün kullanmaya dikkat ediyorum.Bu damla bebeğin kilosuyla orantılı olarak veriliyor.Lekesi de çamaşırlardan gitmiyor en kötü yanı bu şimdilik.
    .
    Anneden bebeğe demir transferleri hamileliğin sonlarında yoğunluk kazandığı için bu bebekler demir depoları tam dolmadan doğarlarmış.Yani zamanında doğmuş bir bebeğin demir deposu  ancak 4-6 ay kadar kendisine yetecek miktardaymış.Bu nedenle olası kansızlığın önüne geçmek için bebeklere 4.aydan itibaren kan damlaları verilmekte.

    Demir sadece bebekler için değil anneler içinde oldukça önemli.Gebelikte,emzirme döneminde anne ve bebek sağlığı açısından büyük önem taşıyormuş.Ki bu nedenle gebeliğin başlamasıyla beraber folik asit,demir hapı vs içmeyede başlıyoruz.

    Bebeklerde demir eksikliğinin belirtiler:
    • soluk renkte cilt
    • İştahsızlık
    • halsizlik,yorgunluk
    • büyümede gerileme,yavaşlama
    • toprak,kağıt yeme isteği
    • sık enfeksiyon geçirme
           İnternette dolaşırken gözüme çarpan bir diğer şey ise bebeğiniz çok terliyse demir eksikliği olabilir diyen yazılarda okudum.Yiğit bir ara çok terliyordu,kafası su gibi oluyordu ama şimdilik böyle bir şey yok.Bu bilgi nekadar güvenilirdir onu da bilmiyorum.

         Bebeklerde kansızlığı önlemek için ilk 6 ay anne sütüyle beslemek önemli,eğer anne sütü yeterli değilse demir yönünden zengin mamalarda verilebilir.Ek gıdaya geçişle beraber demir açısından zengin olan yumurta,et,tavuk balık ve baklagillerde bebeğe verilebilir.Ayrıca inek sütü 1 yaşına kadar bebeklere yasak ve sebebide demir emilimini azaltıp kansızlığa yol açması.Tüm bunların yanında doktorumuzun önerdiği demir damlamızı da kullanmayı ihmal etmiyoruz.Unutmadan söyleyeyim pekmezde demir açısından önemli bir besin.Yiğit 6 ayını doldurduğundan beri hergün 1 çay kaşığı ev yapımı doğal dut pekmezi yiyor.Umarım faydasını görürüz.


    Paraben nedir?

    Paraben’ler gıda ve ilaçlarda bakteri oluşumunu engellemek için koruyucu olarak kullanılıyor. Metil, etil, propil, butil paraben ve sondum benzoat, paraben çeşitlerine örnek… Bu maddelere duyarlı kişilerde ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik, kaşıntı ve ağrıya neden oluyorlar. Tipik olarak, ürünlerin içinde birden fazla paraben kullanılıyor ve mikroorganizmaların geniş alanlarına karşı koruyuculuğu sağlamak için sık sık diğer koruyucu tipleriyle birlikte kullanılıyorlar. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) de ‘paraben’lerin östrojen hormonu gibi davranarak meme kanseri riskini artırabileceğini belirtmekle birlikte, kozmetik ürünler üzerinde yetkisi olmadığı için herhangi bir karar ya da yaptırımda bulunamıyor.
    (alıntı)



    Malesef bu demir ilacında paraben mevcut doktorlar çok az bir miktar olduğunu zararının olmayacağını söylüyor.Gönlüm razı gelmese de damlayı veriyorum.Demir eksikliğinin de ciddi zararları var.Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık!Ne diyelim Rabbim korusun meleklerimizi.elimden geldiğince onu korumaya çalışıyorum ama günümüzde herşey katkılı,GDO lu vs..nereye kadar korurum bilmem....

    8 Ekim 2012 Pazartesi

    Yiğit Sefa'nın Diş Buğdayı Partisi

    Biz geldik.2 gündür tatlı ve yorucu bir telaş içerisindeydim.Can oğlumun inci dişleri çıkalı çok oldu.Malum ilk dişler 4 ay 15 günlükken üst düşleride 5 aylıkken çıkmıştı ama hedik yapmak kısmet olmamıştı.İçimde uhde kalmasın diyerekten kolları sıvadım.Diş hediği eskilerden kalma bir gelenekmiş,amaç bebişin çıkan dişlerini kutlamak, dişlerinin sağlam olması ve rızkın bol olmasını dilemekmiş.Gelen misafirlere de buğdaydan yapılan hedik ikram edilirmiş.Efenim bizde usulüne uygun birşeyler yaptık ortaya bunlar çıktı:)
          Bu arada gayet eğlenceli bir etkinlik tüm anneler yapsın,bebişede size de güzel bir anı kalır.
    Diş buğdayı hazırlıklarımızda emeği geçen sevgili eşim ve değerli arkadaşım Merveye sonsuz teşekkürler..

    Elimizden geldiğince her şeyi kendimiz hazırlamış bulunuyoruz.

    Diş buğdayı menümüz
    • Peynirli-sade poğaça
    • Alacalı kek
    • Revani
    • Diş kurabiyeleri
    • Diş buğdayı
    • Yaş pasta
    • Kısır
    • Elmalı Pay(Merve teyzeden)
    • Biber Dolma(Merve teyzeden))
    • Kıymalı Börek(Zeliha teyzeden)



    Diş buğdayını hazırlamak oldukça kolaymış.Akşamdan ısladığım 1 su brd nohut ve 2 su brd aşurelik buğdayı sabah yıkadım süzdüm ve ikisini birlikte,1 yemek kaşığı şeker ilave ederek düdüklü tencerede pişirdim.Suyunu süzdükten sonra içerisine 2 yemek kaşığı pudra şekeri,biraz badem biraz kuru üzüm ekledim..Gayet lezzetli bir şeymiş bu arada.Hazırlamış olduğum hediği bardaklarda servis ettim.Bardaklardan birinin içine para koydum.Para çıkan kişi Yiğite hediye alacak.Candan Teyze ye çıktı para,hediyesini bekliyoruz.

    Bulunduğumuz ilçede bir tane pastane var ve bize diş pastası yapamadıklarını söyledi.Bizde kendimiz yapalım dedik.Gayette başarılı olduğumuzu düşünüyorum.İlk denemem olacak pandispanyanın tarifini netten aldım ve pasta için 2 adet pişirdim...Malum biraz büyük olması için 2 tane pişirmek gerekti.Arasına Dr Oetker in pasta kremasından sürüp üzerine muz döşedik.En üstede krema sürüp yine Dr Oetker in pasta süsleme glazürüyle süsledik.Bu arada Dr Oetker okadar renk var sadece sarı-kırmızı-yeşil ve beyaz glazür yapmış.Başka renkler olsa iyi olurdu .Neyse buna da şükür.Bu arada misafirler pastamıza bayıldı görüntüsü tadı herşeyi gayet güzel olmuş.Pastaya şeklini babişkomuz verdi,üzerinide babişko süsledi:)

    Diş buğdayının olmazsa olmazı diş şeklinde kurabiyelerimiz.Alel aceler netten diş ve diş fırçası kalıbı sipariş ettim ve neyseki kargo hızlı çıktı cuma günü geldiler.Kurabiye için nette baya dolaştıktan sonra Hünerli Bayanlar  blogundan bebek kurabiyeleri  tarifinini denedim,benki kurabiyeyi tutturamam ama bunlar çok güzel oldu.Kurabiyeleri süslemek için yine Dr Oetkerin glazürlerini kullandım.Şeker hamuru gıda boyası felan alalım dedik ama pek zor olduğunu öğrenince vazgeçtim.Kurabiyelerimiz bu  şekilde de hoş oldu.


                  Yetenekli babamız süsleme işinde gayet başarılı ..Dişler çizdi kapılarımız süsledi.
    dişim çıktı yazısı ve yiyeceklerin üzerindeki süslerimizide babamız hazırladı.



    Misafirlerimize vermek için yine alel acele hazırlattığım magnetlerimiz.Birmax adlı internet sayfasından sipariş verdim ve 2 günde geldi.Magnetlerimizide pek beğendik.


    Diş buğdayı yapılır da çocuğa meslek seçimi yaptırmadan olmaz.Yiğit Sefa'nın önüne,tarak,mouse,kalem,kitap,kaşık,tarak,saat,ilaç,resim,çöp,telefon,top koydum.Cici oğlum  ilaç kutusunu aldı,bir güzel ağzına soktu emmeye başladı.Hakkında hayırlısı olsun.Güzel bir mesleği olsun.İnşallah eczacı olur:)) Doktor demiyorum zor iş arkadaş:)Benim oğlumun bahtı güzel olsun İnşallah.

     


    Davetimizi geri çevirmeyip gelen tüm arkadaşlara teşekkürler.Çok güzel bir gündü.Bunlarda davetimizden kareler.Bu arada Merve'cim okadar uğraştın yardım ettin,iki fotoğraf çekilememişiz.Kimbilir o esnada napıyordun.Ya çay demliyordun ya çay dolduruyordun birşey..Canım iyiki varsın.Hakkını helal et valla çok yardımcı oldun canım ya çokta yoruldun..
    Sevgili blogger anneleri sizlerede teşekkür ederim.Bu etkiniliği düzenlememde bana fikir verdiğiniz için saolun.Paylaşmaya devam.
    Merve Teyzesi  ve Yiğit





    5 Ekim 2012 Cuma

    7.Ay

    Daha dün gibi "ay kırkı çıksa da rahatlasak,hele bir 3 aylık olsun gazı bitsin,inşAllah 6 aya kadar sütüm yeter,sadece emziririm" deyişlerim.Çok şükür bugünü de gördük.Kimbilir daha neler göreceğiz cancağızımla..Biricik oğlum bugün 7 aylık oldu.Bu bir ayımız çok zor geçti malesef.Gece uykularımız çok bölündü.Neyse Colinox adında bir damla yazdı doktorumuz bakalım gaz sancılarımıza iyi gelecekmi?
       Yiğit Sefa'nın değişim ayıydı bu ay.Gözle görülür hareketler yapmaya,bazı şeyleri öğrenmeye başladı.Hala emeklemiş değil,ama ufak ufak birşeyler yapıyor.Emeklemesini görmek için sabırsızlanıyorum.Zaman zaman yürütecine koyuyorum,başta sadece içinde oturuyor,oyunlar oynuyordu son günlerde yürütecin onun sağa sola gitmesine yardımcı bir şey olduğunu farketti.Yürüteciyle odadan odaya gezip,eşyalara uzanmaya çalışıyor.




    •   Rahatlıkla uzun süreli desteksiz oturabiliyor
    •   Almak istediği oyuncağa,eşyaya ulaşmak için yuvarlanıyor.Yön kavramı gelişiyor galiba,dönüp dolaşıp o oyuncağı eline alıyor.
    •   Ek gıdada adım adım ilerliyoruz.Pütürlü yiyecekleri ağzında uzun süre geveliyor.Çiğnemeyi öğreniyor.
    • ba-ba-ma-ma gibi sesler çıkarıyor ama çok nadir.
    • Büüüüüü yapıyor,tükürmeyi öğrenmiş.Mama yerken etraf,üst baş batıyor.
    • Altını bezlemek ve üstünü değiştirmek güç olmaya başladı,durduğu yerde durmuyor.
    • Babasından oyun öğrenmiş.Müzikle beraber ileri geri sallanıyor,güya dans ediyor.
    • Kucağımıza aldığımızda kuş gibi ağzını açıp yüzümüzü,burnumuzu emiyor.Sanırım bir tür sevgi gösterisi
    • Eline ne geçtiyse ağzına atıyor.Ortalıkta onu ısırabileceği şeyler bırakmıyorum
    • "cee-eee" den alıyor,o da bize oyunlar yapıyor.
    • ,Oyuncakların seslerini dinliyor,bazen mama sandalyesindeyken oyuncakları sırayla yere atıp,ardından eğilip bakıyor,attığı şeyi arıyor.
    • Elindeki birşeyi almak onu çok kızdırıyor.
    • Evde gitmediği yer yok.İnatla kuytu köşelere gidiyor.
     
     

     

    Güzel oğlum sağlıklı nice aylara,yıllara inşallah.Bu arada bu hafta işe başlama durumum söz konusu onu nasıl bırakıcam bilmem.Acayip stres yaptım.Ayrıca Yiğit bana çok alıştı,bende ona .Başkasına alışması zaman alıcak.Bu zorunlu ayrılık ikimizde baya üzecek gibi.

    4 Ekim 2012 Perşembe

    Çekiliş varmış...

     
    bu hediyeler kaçmaz:)) katılmak için tıklayın

    Alışırsa Alışsın...

              Aman sakın alışmasın diyenlere cevabımdır.Bebeğimi kucağıma aldığım andan itibaren duyduğum tek şey "aman alışmasın"..Kucakta gezdirme alışmasın,ayağında sallama alışmasın,memede uyutma alışmasın,beşikte sallama alışmasın..Yahu bu el kadar bebek yattığı yerden kalkamaz,acıksa söyleyemez,ne yani kulaklarımızı tıkayıp oturalım mı bebişin karşısında..
    Kucağa alınmak, sosyal ortama dahil olmak ister. Psikolog Olcay annelere, “Bebeğinizi mümkün olduğu kadar kucağınıza alın, sevin, okşayın, masaj yapın, ona güzel sözler söyleyin” diyor. Çünkü bebek bir döneme kadar dışarıdan gelecek ilgiye bağımlı olarak yaşıyor. Bebekler ağladıklarında sevgi dolu bir cevap almak istiyor. Bu istekleri karşılanmadığında güvensiz, nedensiz yere ağlayan, huzursuz, anneyle göz teması kurmak istemeyen tavırlar gösterebiliyorlar.
    (alıntı)

         Bunları şuanki aklımla yazıyorum.Yiğit Sefa 7 aylık oldu..Ben duyduğum bu uyarılardan ötürü ona alışmasın buna alışmasın diye diye kendimi yedim bitirdim.Canı yandığında,uykusu kaçtığında,karnı ağrıdığında,gazı varken aklınıza gelen her türlü huzursuzluğunda kucağıma aldıysam eğer,hemen kafamda bir balon belirirdi"ay kucağamı alışıyor yoksa".Gece sık sık uyandığında "ay memede uyumaya alıştı bu çocuk"vs gibi düşünceler peşimi bırakmıyordu.Hoş hala zaman zaman acaba buna mı alıştı diye bir panik havam var..Öyle işlemişler ki beynime...

        Yiğit Sefa 1-2 aylıkken genelde emerek uyurdu,gazlı günler geceler baş gösterince kucakta uyumaya başladı.3 aylık olduğunda baktım benim kollar  da derman kalmıyor hop ayaklarımın üstüne bir yastık,sallamaya başladım.Eni sonu birşeye alışmalıydı.Nasıl uyutabilirdim başka bilemiyorum.Şu an hala ayağımda sallıyorum ama yavaş yavaş ayaklarımda yorulmaya başladı.Gönül isterdiki yatağa koyayım uyusun,denemedim değil biliyorsunuz ama olmadı,iyice hırçın oldu .Akşamları emerek uyuyor ,gündüzleri ayağımda sallıyorum.Bazen babasının kucağında..

           Büyükler ne derse desin bebek bu en çok ihtiyacı olan anakucağı..Yorucu mu evet yorucu,hele de uykusuz iseniz daha da beter.Bu günlerin geçeceği kesin mi kesin,hele ayaklansın,kucağımıza gelsin isteyeceğiz ama o gelmeyecek.

           Napalım minik kelebeğimin keyfi nasılsa öyle yapıyoruz.Bu arada çevrenin o baskısı hala bitmiş değil "yazık sana ayağında sallamasaydın keşke,koysaydın beşiğinde uyurdu o"..diye uzayıp giden sıralı cümleler hala var.Sanırsınız bu annelerin bebekleri yatağa koyunca uyuyuvermiş.Gün içinde hep yattığı yerde kendi kendine oynamış durmuş.

           Bu aralar 3.şahısların yeni  uyarıları  " televizyona alışmasın" Tüm gün olmasa da günde 1-2 saate yakın kesik aralıklarla tv de izliyor bizimki.Yumurcak Tv,Luli Tv açıyoruz.Pepeyi izliyoruz...Çizgi filmlerin müziğinde dans ediyoruz.Bu kadar sıkı denetim bana göre değil.Bu tarz konularda biraz daha rahatım.

           Robot gibi mi yaşasın çocuk.Varsın alışsın,zamanla nasılki bebek büyüyüp değişiyorsa,alışkanlıkları da değişir.İstekleri değişir.Bütün mesele anın tadını çıkarmakta....

    1 Ekim 2012 Pazartesi

    İlk Kahvaltımız

    Ek gıda konusunda  hala çok acemiyim.İnternetten,kitaplardan,forumlardan ,bloglardan ordan burdan okadar çok şey okuyorum ki,haliyle kafam çok karışıyor.Miniğim büyüsünde bizimle sofraya otursun bu telaşta sona ersin inşAllah:)))Güzel tatlı telaşlar olsa da bazen kafam duruyor,bu çocuğa ne versem ne yedirsem diye kalakalıyorum...

         Neyse gelelim kahvaltımıza.

    • dut pekmezi(ev yapımı)
    • köy yumurtası
    • peynir(malesef şimdilik hazır,akşamdan suda beklettim)
    • Ihlamur çayı
    • cici bebe bisküvi

     
    Cici bebeyi yemedik.onun dışında herşeyden tattık.Ayrıca bulamaç yapmadım.hepsinin tadını ayrı ayrı alsın istedim.Azcık yumurta verdikten sonra yutmasını kolaylaştırsın diye 2-3 çay kaşığı ıhlamur içirdim.Aynı şekilde peyniri yerkende devamında ıhlamur içirdim.Pekmezi ıhlamurla seyreltip öyle verdim.1 çay kaşığı pekmez yedik.Yumurtanın hepsini vermedim tabi,resimde güzel görünsün diye bütün koydum.yoksa çeyreğini yedirdim.Peynirden arta kalan resimde görünüyor.Yarım çay bardağı ıhlamur içtik.Kahvaltımız keyifli geçti..Kahvaltıdan 30 dk sonra emzirdim..ayrıca kahvaltıadn 1 saat sonra kustu.Acaba yediği birşeyden dolayımı bilemedim.Bakalım yarın yine aynı menümüz var.Kusarsa yumurtayı çıkarırım diye düşünüyorum.

    Bunlarda İlginizi Çekebilir

    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...